Ohrid, eski Osmanlı evlerinin bulunduğu, Balkanların en önemli gölünü içeren çok şirin bir şehir. Elveda Rumeli dizisinin bir çok sahnesi bu şehirde çekilmiş. Biz de geziye Elveda Rumeli’deki kaymakamın evinden başladık.
Kaymakamın evinden sonraki durağımız Ayasofya Kilisesi oldu.
Ohrid’in dar sokaklarından yukarılara doğru çıktıkça manzara güzelleşiyordu.
Ohrid Halveti Tekkesi görülecek yerler arasında bulunuyor.
Gezimiz bitince alışveriş için serbest zaman verildi. Ohrid’ de alışveriş denince akla gelen ilk şey “inci”. Ohrid, gölden çıkarılan incileri ile meşhur. Hem bu incilerden dolayı hem de şehrin güzelliğinden ötürü Ohrid’e Makedonya’nın incisi deniliyormuş.
Alışveriş sonrası ise öğle yemeğimizi yemeye karar verdik. Gölden çıkarılan bir balık buranın en popüler yiyeceğiymiş. Açıkçası ben tatlı su balığına biraz mesafeliyimdir. Ancak o kadar övdüler ki bari deneyeyim dedim. Denediğime değdi mi evet değdi. Şu ana kadar yediğim en lezzetli tatlı su balığıydı ama hala adı neydi hatırlamıyorum J
Yemek faslından sonra sıra geldi gölde tekne gezisine. Günün en keyifli saatlerini bu gezi esnasında yaşadık. Parlak güneş, püfür püfür esen rüzgar eşliğinde göl kenarında sıralanmış tepesi karlı dağları seyrederek güzel bir tekne gezisi yaptık.
Daha sonra Makedonya’nın başka bir şehrine Struga’ya gittik. Struga, Drim nehrinin Ohrid Gölü ile buluştuğu nokta.