Blog yazma
fikri aslında hiç aklımda yoktu. Hatta blog dünyasının ne olduğu konusunda da
bir fikrim yoktu. Bir gün eski iş yerimden bi arkadaşım “Gamze, bu kadar
geziyorsun, okuyorsun, etkinliklere katılıyosun neden bunları internet
ortamında paylaşmıyorsun” diye sordu. O anda bunun benim için çok gereksiz
olduğunu düşündüm. Fakat sonraları onun çok ısrar etmesi benim de biraz aklıma
yatmasıyla bloggera üye oldum ve blogumu açtım. Bloguma isim aldığım ay soğuk
bir Ocak ayıydı. Ancak yine de bir türlü yazmaya başlayamadım ta ki 9 ay
sonrası Eylül ayına kadar. Veee Eylül ayında epey hevesli bi şekilde ilk yazımı yazdım. İlk yazımı bitirip
yayınladığım andaki heyecanımı anlatamam. 10 dakikada bir sayfayı refresh yapıp
acaba ziyaretçim var mı diye bakıyordum. Tüm dünya benim blog açmamı
bekliyordu ya J Neyse tabi ki hep 0 rakamı ile karşılaşıyordum. Başlarda bu
biraz beni hayal kırıklığına uğratsa ikinci ve üçüncü yazımı da yazdım. Yavaş
yavaş sayfam ziyaret edilmeye de başladı. İlk ziyaretçilerimi gördüğümde çok
mutlu olmuştum J Sonraları ise ilk yorum akabinde de ilk üye geldi J Böylece 3 sene akıp geçti.
Blog yazmayı
gerçekten seviyorum. Blogun insan hayatı için güzel bir arşiv niteliği
taşıdığını düşünüyorum. Mesela ben çocukluğumdan beri hiç günlük tutmayı
başaramamıştım. Blog sayesinde sanal bir günlüğüm olmuş oldu. Artık ziyaretçi
sayısına bakmak aklıma bile gelmiyor J Ancak güzel yorumlar almak, diğer
blogger arkadaşların bloglarını takip etmek, onlardan yeni şeyler öğrenmek çok
hoşuma gidiyor.İşte benim blog hikayem de böyle...Ben özel olarak kimseyi mimlemiyorum. İsteyen herkes bu mimi yapabilir.