23 Temmuz 2024 Salı

Gölyazı ve Trilye

Yaklaşık 1 saatlik yolun sonunda Gölyazı’dayız. Daha ilk görüşte çok seviyorum burayı. Sazlıkların arasından uzanan bir göl, renkli kayıklar, gözlemeci teyzeler ve Cumalıkızık’a göre çok daha sakin bir ortam…

Önce gölde bir kayık turu yapalım diyoruz. İçinde bulunduğumuz kayık nilüferlerin arasında ilerleken duyduğum tek ses motorun sesi.

Karşı kıyıya yaklaştığımız zaman pelikanlar bize hoş geldin diyor. Bu arada hayatımda ilk defa doğal ortamda pelikan görmenin heyecanını yaşıyorum :)

Göl turu sonrası yürüyüş yaparken belediyenin çay bahçesine uğruyoruz ve harika manzaranın tadını çıkararak kahvelerimizi içiyoruz.

Akabinde tarihi çınarı fotoğraflıyoruz.

Aziz Panteleimon kilisesi ise kasabanın tarihi yapısı. Gelmişken burayı da görüyoruz.

Yukarıdan son bir kez daha Gölyazı’ya baktıktıktan sonra ise istikamet Trilye…Zeytin ağaçlı yolların arasından geçerek Trilye’ye ulaşıyoruz.

Trilye eski bir Rum köyü. Çok uzun yıllar evvel buraya gelmiştim. O gün bugündür aynı kalmış diyebilirim. Beton yığınına dönmemiş ama maalesef evler de çok eski kalmış. Bence kasabanın biraz restorasyona ve güzelleştirilmeye ihtiyacı var.

Fotoğrafta görünen ev, kasabanın tabut ev olarak bilinen simge yapılarından biri.

Kasabanın sokaklarında dolaştıktan sonra deniz kıyısında yemek molası veriyoruz. Balık ve kalamar ile damaklarımız şenleniyor.

Vee dönerken bir duvarda denk geldiğimiz “yaşamak güzel şey, tebessüm et, sev” sözü ile yazımı bitiriyorum:)

19 Temmuz 2024 Cuma

Cumalıkızık

Aslında ilk önce Balat yazısı paylaşmayı planlıyordum ancak geçen sene iki tane oldukça detaylı Balat yazısı paylaştığımı fark ettim.  Bu yüzden merak edenleri https://yasamizi.blogspot.com/2023/01/fener-balat-1bolum.html ve https://yasamizi.blogspot.com/2023/02/fener-balat-2bolum.html yazılarıma alıp Bursa ile devam ediyorum.

Mayıs ayında bir hafta sonu kuzenimle beraber günü birlik Bursa turu yaptık. Cumalıkızık’ta başlayan yolculuğumuz Trilye’de sona erdi.  Bursa ezelden beri hep sevdiğim şehirler arasında yer almıştır. Ara ara özleyip hadi Bursa’ya gidelim dediğim çok olur. Kuzenimle sohbet ederken Bursa muhabbeti açılınca o, daha evvel Bursa’ya hiç gitmediğinden bahsetti ve bunun üzerine çıktık yok. Bursa şehir merkezini gezmedik (bi dahaki sefere artık) ama çevresinde güzel bir tur gerçekleştirdik.

Cumalıkızık, Bursa’nın en popüler kızık köylerinden biri. En son pandemi öncesi kahvaltıya gitmiştik. Soğuk bir kış günüydü ve çok kalabalık değil. Bu gidişimizde ise tabiri caizse iğne atsan yere düşmeyecek gibiydi. Öte yandan tüm kalabalıklığına rağmen yine çok güzeldi 😊 

Şu cumbalı evlerin güzelliğine bakar mısınız? Ne olacak benim bu cumbalı ev sevdam :)

Cin geçidi…Dünyanın en dar sokağı olarak bilinen yalnızca tek kişinin yürüyebildiği o sokak.

Köyün tarihi camisi…

Köy meydanında yaşlı teyzelerin sıcacık ekmekler, reçeller, erişteler sattıkları tezgahlara da uğramadan olmazdı.

Bu sene Cumalıkızık’ta karadut suyu çok popülerdi. Daha önceki gidişlerimde rastlamamıştım. Ancak bu sene her köşe başında bir karadut suyu satıcısı görünce denemeden edemedim. Oldukça lezzetletli olduğunu söyleyebilirim.

Cumalıkızık sonrası öğle yemeğimiz tabii ki iskenderdi 😊

Yemek sonrası çok kısa bir süre için Emir Sultan camisini fotoğrafladık ve istikamet Gölyazı oldu…

10 Temmuz 2024 Çarşamba

Mayıs Ayı Özeti

Evet evet bir önceki yazımda Mayıs ayı için özet şeklinde değil konu konu yazılar çıkaracağımı söylemiştim. Sözüm hala geçerli 😊 Önce özet geçmeyi planlıyorum sonrasında da iki ayrı yazı gelecek kısmetse.

Mayıs ayı bilgisayar başında çok mesai harcadığım bir ay oldu. Bir yandan çalıştım bir yandan da yılbaşında aldığım çikolatamı yerken ne çabuk geçti yılın beş ayı diye hayıflandım.

Ay içinde mezun olduğum lisemin pilav günü oldu. 25 sene olmuş mezun olalı. Denize nazır okulum hala çok güzel. Pilav gününde okulumun bahçesinde dolaştım, sınıflarına girip çıktım ve arkadaşlarımla hasret giderdim.

Lezzetli pilavı da tabii ki unutmamak lazım.

Lezzet demişken evde de ayın ürünü sebzeli poğaça oldu. Poğaça bile olsa sebzeli olduğu için sağlıklı sayılır di mi? 😊

Mayıs ayında günlerden bir gün ise yine kitap / kahve günü oldu. Çantama kitabımı attım ve soluğu Nişantaşı Minoa’da aldım. Sessiz sakin bir köşede kahvemi içerken okuduğum hikayeye dalıp gittim.

Bu aya bir de Balat ve Bursa gezisi sığdırdım. Bu gezileri ayrı bir yazıda anlatmak istiyorum. Şimdilik hoşçakalın.

21 Haziran 2024 Cuma

Nisan Ayı Özeti

Pandemide en çok gittiğimiz yer hatta tek gittiğimiz yer :) Emirgan korusuydu. Orada yürüyüş yapmak, sincapları, kedileri beslemek tek eğlencemizdi. Pandeminin bitişiyle beraber yolumuz daha az düşer oldu Emirgan korusuna. Geçtiğimiz bayram hadi bir nostalji yapalım dedik ve soluğu Emirgan korusunda aldık. Tam da lale festivaline denk geldiğimiz günlerde rengarenk lalelerle gözümüz şenlendi.

Bol bol yürüyüş yaptık ve en sonunda havuz başı molası vererek günü sonlandırdık.

Nisan ayında ayrıca kuzenimle buluştuk ve bir Sultanahmet gezisi gerçekleştirdik. Tarihi yardımadayı ne kadar çok sevdiğimi biliyorsunuz. Sevdiğim yerlerde kuzenime ve kızına rehberlik yapmak, oraları anlatmak benim için ayrı bir keyifti.

Beyazıt ve Çemberlitaş’ta verdiğimiz kısa molalardan sonra Sultanahmet’e giderek Topkapı Sarayı’na vardık ve başladık sarayı gezmeye.

Nerede bir asırlık ağaç görsem beni mutlu ediyor. Bu da Topkapı Sarayı’nın yüzyıllara meydan okuyan ağacı.

Sarayın mutfak bölümünden bazı kareler…

Sarayın paha biçilemez hazinesi : Kaşıkçı Elması

Sarayburnundan muhteşem bir boğaz manzarası...

Bazı iç mekanlar…

Bahçeden bir görünüm…

Topkapı Sarayı’nı adamakıllı gezmek isterseniz bir tam gün ayırmanız gerekir. Biz biraz hızlandırılmış bir tur yaptık ve harem hariç kısmını yarım günde gezdik. Böylece yorucu ama güzel bir günü anılarımız arasına yolladık.

Nisan ayında fırınım da tabii ki çalıştı. Simiiiiitçi diyerek sokak simitçilerine rakip olabilir miyim? Yok yok olamam güzel İstanbulumun sokak simiti her zaman baş tacı…

O zaman hadi Mayıs ayında buluşalım…Mayıs ayını özet değil şöyle eni konu yazmak istiyorum :)

4 Haziran 2024 Salı

Mart Ayı Özeti

Ramazan olması dolayısıyla Mart ayı Şubat ayının aksine oldukça sakin geçti. Daha çok işe yoğunlaştığım fırsat bulduğum zamanlarda da kitap okuduğum bir ay oldu. O zaman biraz okuduğum kitaplardan bahsedelim.

Botter Apartmanı :  Doğum günü hediyesi olarak aldığım bir kitaptı. Kitaba ismini veren apartman Beyoğlu’nda yer alıyor. Kitap, apartmanın inşası ile başlıyor ve apartman sakinlerinin günümüze kadar uzanan hikayesini anlatıyor. Beyoğlu’nun tarihi yapısını oldukça ilgici çekici bulan biri olarak kitabı büyük bir keyifle okudum. Sadece tek eleştirim konu bazı yerlerde biraz dağılıyordu. Kitabın bütünlüğü açısından biraz daha az karaktere yer verilse daha iyi olurdu.

Aşkımız Eski Bir Roman : Ahmet Ümit’ten yine bir polisiye roman. Bu sefer tek hikayeden değil üç hikayeden oluşuyordu. Sürükleyici, güzel bir kitaptı ama bir “İstanbul Hatırası” değildi 😊

Mart ayında biraz da mutfakta vakit geçirdim. Mesela aşağıda görmüş olduğunuz foccacio fırınımdan çıkan bir lezzet😊

Nisan ayı özetinde görüşmek üzere şimdilik hoşçakalın…

30 Mayıs 2024 Perşembe

Şubat Ayı Etkinlikleri

Cem Karaca’nın Gözyaşları, Ocak sonuna doğru gösterime giren güzel filmlerden biriydi. Cem Karaca’nın gençlik çağını, Almanya günlerini ve sonrasında yurda dönüşünü anlatan filmi ben çok beğendim. Cem Karaca’yı ünlü oyuncu İsmail Hacıoğlu canlandırmış ve çok iyi bir iş çıkarmıştı. Film boyunca sanatçının şarkılarını İsmail Hacıoğlu’nun sesinden dinledik ve abartmıyorum söyleyenin İsmail Hacıoğlu olduğunun farkına varmakta zorlandık. Hem oyunculuğu hem de şarkıları ile Cem Karaca’yı inanılmaz derecede güzel canlandırmıştı.

Yalnızca birkaç gösterime çıkan Fındıkkıran balesi içi adeta bilet kovaladım ve en sonunda buldum. Atatürk Kültür Merkezi’nde izlediğim bale gösterisini çok beğendim. Özellikle dekorlar çok hoşuma gitti. Kış masalı tadında bir gösteriydi.

Son olarak da Kerem Alışık’ın başrolünde olduğu kurtuluş savaşı ve cumhuriyetin ilanını anlatan 1923 isimli müzikale gittim. Bence şu ana kadar izlediğim en iyi müzikaldi. Her sahnesi büyüleyiciydi, teknoloji tüm imkanları ile kullanılmıştı. Müziklere, danslara ve oyunculuklara söylecek hiçbir söz bulamıyorum. Bandırma vapurunun kalkışı, savaş sahneleri ve en sonunda yaşadığımız sürpriz harikaydı.

Sinema, tiyaro filan gezerken çalışmadığımı düşünmediniz di mi? İş açısından da çok yoğun bir ay oldu diyebilirim.

Biraz gezerek, biraz kültürel faaliyetlerde bulunarak ve çokça çalışarak geçip gitti Şubat ayı.

21 Mayıs 2024 Salı

Şubat Ayı Özeti

Yoğun geçen bir aydı Şubat ayı. Açılışı her zamanki gibi doğum günüm ile yaptım. Yeni yaşıma adım atarken birbirinden güzel çiçekler aldım, defalarca kez mum üfleyip dilekler tuttum, arkadaşlarımla ve ailemle yemeklere çıktım hepsinden önemlisi de hatırlandığıma dair bir sürü mesaj ve telefon çağrısı alarak mutlu oldum.

Bunun haricinde Şubat ayı yeni mekan keşifleri ile doluydu…Bir gün kuzenimle buluşup Moda Çikolatacısı’na gittik.

Aşağıda gördüğünüz bu nefis tatlı ile onyüzbin kalori almış olabilirim.

Tatlı sonrası ise Kadıköy pazarında dolaştık. Pazar gezmeyi seven kaç kişiyiz?😊

Kadıköy’e geçince final her zamanki gibi kokoreç ile oldu.

Bir akşam ise iş arkadaşlarımla doğum günü kutlaması bahanesi ile Galata’daki Molto Bene’ye gittik. Molto Bene’nin pizzası son zamanlarda yediğim en iyi pizza diyebilirim.

Başka bir hafta sonu da yine bir arkadaşımla buluşup beraber Beyoğlu’nda turladık.

O günün keşfi ise yeni açılan Minoa Kitapevi oldu. Kitapevinin dizaynı, kitap çeşitliliği ve kafesi harikaydı. Tek sıkıntı ise maalesef çok kalabalık olmasıydı. Kitap okuma ile pek arası olmayan onlarca insan sadece fotoğraf çekilmek için buraya gelmişti. Ama tahminin bu furya kısa sürer ve sonunda kitapçı biz kitapseverlere kalır 😊


Merdivenlerin güzeliğine bakar mısın?

Şubat ayına aynı zamanda bir müzikal, bir bale gösterisi ve bir de sinema sığdırdım. Onlardan da önümüzdeki yazıda bahsedelim mi?