2 Nisan 2023 Pazar

İçimdeki Tezatlar

Bazen düşünüyorum da yaşam şeklim hiçbir zaman tek bir kalıbın içine sığmıyor. Hayatımı hep içimdeki tezatlarla beraber idame ettiyorum. Galiba bu durumdan da gayet hoşnutum.

Örneğin; seyahat etmeyi çok seviyorum. Beni tanıyıp da bunu bilmeyen yoktur sanırım. Havalimanına ayak bastığım an heyecan duyuyorum. Bavulumun tekerleklerinden gelen o tıngır mıngır ses, ışıklı panolar, uçağın havalanıp gökyüzünde süzülmesi beni mutlu etmeye yetiyor. Varış noktasına ulaştıktan sonra ise tatilimin her anının tadını çıkarmaya çalışıyorum. Öte yandan çok gariptir ki dönüş yoluna geçince içimde pek bir hüzün hissetmiyorum yani aklım tatilde kalmıyor. Keyifle geçmiş bir tatili güzel anılarımın arasına yolluyorum ve çalışma haftama odaklanıyorum. Henüz dönüş yolunda iken çalışma planımını çıkarıyor ve yeni haftada gelecek işleri bir an önce halletmek için sabırsızlanıyorum.

Bir kova burcu olarak sosyalleşmeyi, arkadaşlarımla vakit geçirmeyi seviyorum. Ancak üç gün üst üste arkadaşlarımla vakit geçirsem dördüncü gün yalnız kalma ihtiyacı duyuyorum.

Çok iyi otellerde kalabilmenin yanısıra temiz butik bir pansiyonlarda da rahat edebiliyorum. Bir gün şık bir restoranda kaliteli bir yemek yerken ertesi gün bir sokak lezzetinin peşine düşebiliyorum. Bu liste böyle uzuyor gidiyor…

Yazımın başında da dediğim gibi bu halimden memnunum. Eğer sürekli tatil yapmayı seven ve çalışmanın külfet olarak geldiği biri olsaydım ya da işkolik olsaydım iki durumda da mutsuz olurdum sanırım. Aynı şekilde kendimi hiç vakit ayırmadan sürekli sosyalleşsem ya da sürekli yalnız kalsam bu da beni keyifsiz bir insan haline getirirdi. Bence hayat zıtlıklardan oluşan bir denge üzerine kurulmuş durumda. Dengeyi tutturduktan sonra ise yaşam çok güzel…