27 Temmuz 2022 Çarşamba

Büyükada'da Bir Gün

Bayram tatilinde ailece günübirlik Büyükada’ya gittik. Henüz güneş ışınlarının şehrimizi tam ısıtmadığı saatlerde yola koyulduk. Böylece ilk vapurla adaya gitme şansını yakalamış olduk. İlk vapurda yerimizi almamıza rağmen bayram tatili olduğu için bir de ulaşım araçları ücretsiz olduğu için vapur oldukça doluydu. Bu yüzden çift maske takarak seyahat etmek durumunda kaldık.

Ulaşım araçları içinde seyahat etmekten en çok keyif aldığım araç kesinlikle tren ama vapur da pekala ikinci sırada yer alabilir. Hele açık havada yer kapılmışsa ve yanımda okunacak güzel de bir kitap varsa değmeyin keyfime...

Kitabın neredeyse yarısına geldiğim esnada Büyükada iskelesi ufukta göründü.

Karnımız zil çaldığı için adaya varınca ilk işimiz evde hazırladığımız sandviçlerimizi denize karşı oturarak yemek oldu.

Sonrasında adanın sokaklarında dolaşmaya başladık. Parlak mor renkleri ile sokakları süsleyen begonviller, bakımlı köşkler ve kuş sesleri arasında dolaşmak oldukça keyifliydi.

Sokak aralarında dolaşırken yolumuz Splendid Otel’in önüne de düştü. Henüz içini hiç görmediğim otel için belki bir gün kalmak da nasip olur diyerek bu sefer sadece oteli fotoğraflamak ile yetindim.

Akabinde adanın üst tarafına yani Lunapark Meydanı’na gitmek üzere saat kulesinin oraya geldik ama önce dondurma almalıydık 😊

Adada mutlaka yerli halkın bildiği ve sevdiği dondurmacılar vardır ama bizim pek malumatımız olmadığı için en turistik dondurmacı olan Prinkipo’ya uğradık.

Buradan dondurmalarımızı aldıktan sonra elektrikli otobüslerin kalktığı durağa ulaştık. Böylece yukarılara doğru yolculuğumuz başlamış oldu. Bundan sonrası da bir dahaki yazıya kalsın 😊

18 Temmuz 2022 Pazartesi

Kitaplar

Gezme tozma yazılarına minik bir ara vermek ve okuduğum son kitapları paylaşmak istiyorum.

Birincisi Mor Amber… Mor Amber Afrika edebiyatından bir kitap. İlk defa Afrika edebiyatına ait bir kitap okudum ve çok beğendim. Nijerya’da geçen öykü ergenlik çağındaki genç bir kızın dilinden anlatılıyor. Tutucu bir baba ile yaşayan genç kız, ailesini, Nijerya’daki rejim değişikliğini, duygularındaki gelgitleri sade ama bir o kadar da merak uyandıran bir dille anlatıyor.

İkinci okuduğum kitap ise Man Booker ödüllü bir kitap olan Bir Son Duygusu…Bu sefer hikayemiz Londra’da geçiyor. Hikayenin kahramanı Tony Webster bir mektup alıyor ve bu mektup üzerine son 40 yılını anımsamaya başlıyor. Kitaba oldukça isteksiz başlamıştım ama çok severek okudum. Kesinlikle tavsiye ederim.

Son kitap ise Gönül Meselesi. Tuna Kiremitçi’ye ait olan bu roman aşağıdaki fotoğraftaki fiyatından da görüleceği üzere çok uzun süredir kitaplığımda bekliyordu. Bayram tatilinde Büyükada’ya günü birlik bir seyahat gerçekleştirdik. Vapur yolculuğunda okumak için kitaplığımda şöyle çok fazla kalın olmayan bir kitap ararken elime geldi ve çantaya attım. Farklı çevrelere sahip iki kadının bir adam yüzünden yollarının kesişmesini anlatıyor. Biraz türk dizisi kıvamında diyebiliriz. Hızlıca okunan akıcı bir kitap.