Artık yavaş yavaş dönmeye
hazırlandığımız saatlerde Bursa’nın bazı önemli noktalarına uğradık. Bunlardan
ilki Koza Han oldu. Koza Han, Bursa’da en sevdiğim yerlerden biri. Hava çok
soğuk olduğu için bahçesinde simit keyfi yapamadık ama ipek şallar satan
dükkanlarını tek tek dolaştık.
Hemen ardından ise Ulu Cami’ye
geçtik. Ulu Cami, yapıldığı döneme göre ihtişamlı, güzel bir cami ama tabi ki
bir Süleymaniye değil.
Bursa’ya kadar gelip iskender yemeden
dönmek olmazdı değil mi?
25 Şubat 2019 Pazartesi
Bursa’nın Ufak Tefek Taşları
21 Şubat 2019 Perşembe
Bursa ve Anılar
Sabah uyandığımda kaldığımız otelin
balkonuna çıkıyorum. Hava puslu ve dışarda ayaz var. Her yer beton yığını…Ama
ben kendimi garip bi şekilde mutlu hissediyorum. 10 sene evvel Bursa’ya
geldiğimde de yine aynı şekilde hissetmiştim, sonra Kapadokya’ya gittiğimde de.
Tamam seyahati seviyorum ve bir çok tatilden mutlu dönüyorum. Ancak Bursa’da,
Kapadokya’da hissettiğim bu his farklı. Bir süre sonra neden böyle hissetiğimi
buluyorum. Dışardaki is kokusu beni mutlu ediyor. Evet evet bildiğimiz kömür
isi kokusu. Çünkü o koku beni çocukluğumun kirli havası olan İstanbul’una
götürüyor. Bana çocukluğumu, soğuk İstanbul günlerini, babaanemi,dedemi ve
diğer mutlu anılarımı hatırlatıyor. Ne garip di mi bu koku hafızası? Kötü bi is
kokusu bile insanı mutlu edebiliyormuş.
Dönelim Bursa’ya…O gün ilk önceTophane’ye gidiyoruz.
Osmangazi ve Orhangazi türbelerini
gördükten sonra yukardan şöyle bir Bursa’ya bakıyoruz.Maalesef Bursa artık
yeşil Bursa değil.
Tophane’nin en güzel eseri Saat
Kulesi…
Akabinde geleneksel Bursa evlerini
fotoğraflıyoruz. Oldum olası sevmişimdir bu tip evleri.
Sonrasında ise bir Bursa klasiği olan
kestane şekeri alışverişimiz yapıyoruz. Artık İstanbul’da bir çok noktada
kestane şekeri satılıyor ancak Bursa’ya kadar gelmişken almadan dönmek olmazdı.
Bursa bitmedi. Birkaç önemli noktasını
daha görecez ve sonra dönüş…19 Şubat 2019 Salı
Biraz Bursa, Biraz Uludağ
Cumalıkızık sonrası Bursa’nın içine
doğru yol aldık ve Irgandı Köprüsü’nde ilk molamızı verdik. Irgandı Köprüsü,
500 sene önce inşa edilmiş çarşılı bir köprü. Floransa’daki köprü ile bir çok
benzerlikler gösteriyor. Ancak bu tarihi köprü maalesef pek tanınmıyor. Yol
tarifi için danıştığımız bir çok Bursalı dahi bilmiyordu. Oysa çok güzel bir
görüntüsü vardı.
Köprünün içinde de el sanatı
ürünlerin satışı yapılıyor.
Köprü sonrası durağımız Yeşil cami ve
Yeşil türbe oldu. Sultan Çelebi Mehmet zamanında yaptırılan ve Yeşil
Külliye’nin en önemli eserleri olan cami ve türbe sade ama bir o kadar da
hoştu.
Veee sıra geldi Uludağ’a…Beni tanıyanlar bilir kışı çok severim, kar yağdığı ve etraf beyaza boyandığı zaman çok
mutlu olurum. Ancak bu sene istanbul’a hiç kar düşmedi. Dolayısıyla kar
özlemimi kısa da olsa Uludağ’da gidermiş oldum. Teleferikle 3-5 saatliğine
Uludağ’a çıktık ve beyaz örtü ile buluşup bol bol hasret
giderdik.
Son olarak da bir Uludağ klasiği olan
sucuk ekmeği midemize indirerek günü noktaladık.
14 Şubat 2019 Perşembe
Bir Hafta Sonu Kaçamağı
Geçtiğimiz hafta sonu ailece Bursa
kaçamağı yaptık. Sabahın erken saatlerinde çıktığımız yolda ilk durağımız
Cumalıkızık oldu. Yaklaşık 10 sene evvel Cumalıkızık’a gitmiş ve çok
beğenmiştim. Kısmette yıllar sonra bir kez daha ziyaret etmek varmış.
Benim gittiğim yıllarda orada
kahvaltı yapmak çok popüler değildi. Şimdi ise adım başı bir kahvaltı yeri
açılmış. Köy sakinleri evlerini kahvaltı servis edebilecek hale çevirmişler. Gitmeden
evvel bunu öğrendiğim için internetten rastgele seçtiğim bir yere rezervasyon yaptırmıştım.
Azime Abla’nın yeri…
Bizi kapıda bizzat Azime Abla’nın
kendisi güleryüzü ile karşıladı. Sonrasında da nefis bir masa donattı.
Biz kahvaltıya başlamışken ekmeklerimiz de sobanın üzerinde çıtır
çıtır kızarıyordu. Soba üzerinde ekmek kızartmak şu an ne kadar lüks bişi değil mi?
Kahvaltımızı yaptıktan sonra köyün
içinde biraz gezdik.
Cin aralığı isimli meşhur sokaktan da
geçmeyi ihmal etmedik.
Daha sonra ise müze haline getirilmiş
Küpeli Konak’a uğradık.
Ve son durağımız da meydanda kurulmuş olan köy pazarıydı.
Böylece biraz pazarda gezinip, poşetlerimizi kestane ile doldurarak Bursa’nın içine
doğru yol aldık.
12 Şubat 2019 Salı
Bir Mim
http://oytunlahayat.blogspot.com/ blogunun sahibi sevgili Şebnem beni
mimlemiş ve bazı sorular sormuş. Bakalım ben nasıl cevap vermişim.
1)2018 senin
için nasıl geçti?
Çok ama çok yoğun bir seneydi.
İnanılmaz bir tempoda çalıştım. Güzel tatiller yaptım, arkadaşlarımla bol bol
sosyal aktiviteler içinde yer aldım. Öte yandan tabi ki sıkıntılar ve hayal
kırıkları da yaşadım. İnsanların her zaman göründüğü gibi olmayacağının farkına
vardım. Evet, bunun farkına tam 38 yaşında vardım. Algılarım epey açıkmış J
2)Bu yıl yapmak
istediğin fakat yapamadığın bir şey var mı?
Bunu çok düşündüm ama yok..
3)2018’i bir
tatlıya benzetsen neye benzetirsin?
Aşure J Her şeyden var içinde ve orta
şekerli bir tatlı işte.
4)Bu yıl en
sevdiğin olay nedir?
Öyle çok sevindiğim bir olay hatırlamıyorum. Yavan geçmiş be 2018…
5)Bu yıl en çok
hangi filmi, diziyi,müziği ve kitabı beğendin?
Hiç dizi seyretmedim. Tv seyretmeyeli
sanınırım 6 sene oldu. Kitap olarak ise Nil Karaibrahimgil’in Nil’e Hayat Dersleri
isimli kitabı favorimdi. Müzik konusuna gelince yılın son günlerinde sürekli 80’li
yılların şarkılarını dinledim ve çok da keyif aldım.
Mimi isteyen herkes yapabilir.
7 Şubat 2019 Perşembe
Doğum Günü Vol 9999999
Bu sene kaç kez mum üfleyip, pasta
kestim ben de unuttum.1 haftadır epey şımartılmış durumdayım.
Doğum günü arifesinde iş arkadaşlarımın
bir bölümü ile beraber yemek yedik ve pasta kestik. Doğum günümü ise ailemle
geçirdim. Beraber en sevdiğim kebapçılardan birine, Hamdi’ye gittik. Eminönü’nün
tatlı telaşla karışık kargaşasını yukardan seyrederek yeni yaşıma girdim.
Favorim fıstıklı kebap…
Künefe sanırım en sevdiğim 3 tatlı
arasına girer.
Ve ilk kutlama…
Sonrasında arkadaşlarımla başka
kutlamalarımız da oldu.
Taze çiçekler, uzaklardan gelen
hediyelerle bol bol şımartıldım.
Böylece bir yaşı daha devirmiş oldum.
2 Şubat 2019 Cumartesi
Mutlu Yaşlar Bana
Bugün benim doğum günüm J 39 yaşıma girdim. Amaan
doğum günü de artık sıradan bir gün, belli bir yaştan sonra önemini yitiriyor
diyenlerden değilim maalesef. Sonuna kadar keyfini çıkarmayı sevenlerden ve her
türlü şımartılmaya açık olanlardanım.
İlk defa yeni bir yaşa daha bilinçli
ve daha ne istediğini bilen biri olarak girdiğimi düşünüyorum. Umarım her şeyin güzel geliştiği, bana çok
şey katan, beni geliştiren bir yaş olur.
O zaman güle güle 38, hoş geldin 39.
1 Şubat 2019 Cuma
Mathilda
Her şey bir arkadaşımın instagramdan
gönderdiği ileti ile başladı. Çeşit çeşit profiteroller içeren gönderi oldukça
iştah açıcıydı. Akaretler’de Mathilda isimli bir cafe açılmıştı ve envai çeşit
profiterol yapıyordu. En kısa zamanda oraya gitmeyi aklıma koymuştum.
Oraya gidişim hafta sonu Gülşah ile
buluştuğumuz güne denk geldi. Pazarda dolaştıktan sonra Akaretler’e doğru yürüdük ve bu
şirin cafeye adımımızı attık.
Oldukça güler yüzlü personellerin
çalıştığı cafenin ambiyansının da çok hoş olduğunu söyleyebilirim.Sabah kahvaltısını çok sağlam yaptığımız için maalesef midemizde profiterole yer kalmamıştı. O yüzden pataşu tercih ettik. Lotus kremalı pataşuya bayıldım. Limonlu, kahveli, fıstıklı gibi başka çeşitler de bulunuyor. Böylece Gülşah ile bol bol sohbet edip, çeşitli konularda fikir alışverişi yaparak günü sonlandırdık.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)