13 Eylül 2024 Cuma

Antebin Hamamları

Yok antebin hamamlarını görmedik zaten şehre varınca yemekten başka hiçbir şeyi gözümüz görmüyor:)

Depremde zarar görmüş olan Gaziantep Kalesi’ni uzaktan fotoğraflıyoruz ve doğruca İmam Çağdaş. Sonrası gelsin lahmacunlar gitsin simit kebapları...

Karnımız doyduktan sonra ise soluğu Gaziantep Çarşısı’nda alıyoruz.

El işi bakırlar…

Gaziantep’in dünyaca ünlü çarıkları…


Bölgenin olmazsa olmaz baharatları…

Çarşıyı dolaştıktan sonraki durağımız Tahmis Kahvesi oluyor.

Burada yörenin meşhur kahvesi Menengiç’in tadına bakıyoruz.

Buralara kadar gelmişken katmer yemeden olur mu?

Artık dönüş zamanı… 40 derece sıcağa rağmen her anı çok güzel bir seyahatti.

12 Eylül 2024 Perşembe

Halfeti ve Zeugma Mozaik Müzesi

Şanlıurfa’dan yola çıkmamızın üzerinden 1-2 saat geçmesinin ardından kayıp şehir olarak bilinen Halfeti’ye varıyoruz.

Akabinde teknede yerimizi almamızla Fırat nehri üzerinde yaklaşık 1 saat sürecek gezimiz başlıyor. Dışarıdaki 40 derece sıcağa inat püfür püfür esen rüzgarla beraber tarihi atmosferin içinde yaptığımız gezi inanılmaz keyifli geçiyor.

Daha önce fotoğraflarda gördüğümüz sular altında kalmış camiyi gördüğümüz anda hepimiz teknenin ucuna doğru hareket ediyor ve fotoğraf çekme yarışına başlıyoruz:)

Halfeti sonrası tekrar yoldayız. Yolculuğumuzda bize eşlik eden fıstık ağaçları varacağımız şehrin habercisi 😊

Son durağımız olan Gaziantep’e varınca ilk ziyaret noktamız Zeugma Mozaik Müzesi oluyor.

Yüzlerce yıllık mozaikleri hayranlıkla izliyoruz.

Tabii ki bu mozaikler arasında Çingene Kız da bulunuyor.

11 Eylül 2024 Çarşamba

Urfa’nın Etrafı Dumanlı Dağlar Aman Aman

Ezgileri kulaklarımızdan henüz daha gitmemişken uyanıyor ve tekrar yola düşüyoruz. İlk durağımız Balıklı Göl. Burası iki kısımdan oluşuyor Halil-Ür Rahman Gölü ve Ayn-i Zeliha Gölü.

Hz. İbrahim’in ateşe atıldıktan sonra gül bahçesinde düştüğü göl Halil’ül Rahman Gölü olarak biliniyor.

Gölün içinde birçok balık yaşıyor.               

                      

Nemrut’un kızı Zeliha’nın Hz İbrahim’e inanarak onun peşinden ateşe atladığı yer ise Ayn-i Zeliha gölü olarak biliniyor.

Akabinde Halil’ül Rahman Camisini ziyaret ediyoruz.

Kutsal mekanlardan ayrılmamızın ardından sırada Urfa Kalesi var…

Veee çarşı pazar. Çeşit çeşit baharatlar, kuru biberler, kuru patlıcanlar Urfa’da olduğumuzu iyice hissettiriyor.

Son olarak şehrin en bilindik hanlarından biri olan Gümrük Han’a uğrayıp kahve molası veriyoruz.

Veee turumuzun son durağına hareket zamanı...

6 Eylül 2024 Cuma

Binlerce Yıllık Bir Tarih ve Harran Ovası

Yeni istikametimiz Şanlıurfa…Tarihi, MÖ 9000 yılına dayanan Göbeklitepe sit alanını görmek üzere yoldayız. Ufukta bir taraf Fırat Ovası diğer taraf Harran Ovası…

Göbeklitepe’ye varmamız ile beraber rehberimiz kazı çalışmalarından ve
bulunan eserlerden bahsediyor. Sit alanını keşfederken ülkemizin her karışının tarihi bir mirasa sahip olduğunu bir kez daha hatırlıyoruz.

Göbeklitepe sonrası Harran’a doğru yola çıkıyoruz. Burada amacımız Harran kümbet evlerini görmek. 

Veee Harran...Kümbet evlerden oluşan küçük bir alan oluşturulmuş ve süslenmiş. Görüntü çok güzel ama keşke daha geniş bir alana yayılan bir bölge olsaymış.

Burada yöresel kıyafetler giyinip bol bol fotoğraf çekiyoruz. O esnada bize mırra kahvesi ikram ediyorlar. Birçok kişinin acı bulduğu kahve benim hoşuma gidiyor.


Biraz daha dolaştıktan sonra akşam katılacağımız sıra gecesine gitmek üzere Harran’dan ayrılıyoruz.

5 Eylül 2024 Perşembe

Mardin

Sabahın erken saatlerinde uyanıp yola çıkıyoruz. 

Mezopotamya Ovası boyunca yol alırken ilk durağımız Deyrulzafaran Manastırı oluyor. 5.yy’dan kalma Süryani manastırı oldukça büyük bir yapıya sahip.

İçinde farklı kiliseler ve patrik mezarları yer alıyor.

İkinci durağımız ise Kasımiye Medresesi oluyor. Artuklular’dan kalma medreseyi ziyaret ediyor ve hikayesini dinliyoruz.

Akabinde artık eski Mardin sokaklarındayız. Sokaklar, evler o kadar güzel ki sanki gerçek bir mahallede değil de bir film platosunda dolaşıyor gibi hissediyorum.

Eski Mardin kısmı Mardin’in meşhur alışveriş caddesine açılıyor. Böylece kahveler, badem şekerleri ve sabunlar arasında kayboluyoruz.

Bıttım sabunu Mardin’in ünlü bir sabun çeşidiymiş.

Hayalet şeker dedikleri mavi badem şekerleri :)

Alışveriş yaparken karnımızın oldukça acıktığını fark ediyoruz. Gitmeden evvel araştırmalarım sonucu not aldığım yöresel bir restorana gidiyoruz. Saat 13:00 ama restoran görevlileri öğle yemeği servisinin başlamadığını hala kahvaltı servisinin devam ettiğini söylüyor. Mardin’e özgü bir yemek olan sembüsek deneyemeyeceğim için biraz üzülüyorum. Ancak elden bir şey gelmeyeceği için ikinci seçeneğimiz olan Kebapçı Rıdo’ya gidiyoruz ve kebaplarımızı söylüyoruz. Bu esnada sipariş alan arkadaşa "sizin buralarda meşhur olan sembüsek deneyecektik ama ilgili restoran kapalı olduğu için deneyemedik" diyoruz. Bir süre sonra kebaplar servis ediliyor ve görüyorum ki kebapların yanında sembüsek de var 😊 Dışarıdan sizin için getirttik diyorlar :)

Karnımız iyice doyduktan sonra bu sefer Zinciriye Medresesi’ne gidiyoruz. Bir gün yolunuz Mardin’e düşerse buraya mutlaka uğrayın derim. En güzel Mezapotamya manzarası buradan gözlemleniyor.

4 Eylül 2024 Çarşamba

Midyat

Midyat’ta otobüsten indiğimizde sıcaklığın bir nebze olsun düştüğünü fark ediyoruz. Süryani nüfusunun ağırlıklı olduğu ilçede ilk durağımız Süryani Çarşısı. Çarşı içinde Mardin’e özgü kahve çeşitleri ve yine Mardin’e özgü hayalet şekeri satan dükkanlar bulmak mümkün. Ayrıca çarşı, Süryani kahvesi denemek için de ideal bir yer.

Çarşı sonrası birçok diziye ve filme ev sahipliği yapmış olan Midyat Devlet Konukevi’ne uğruyoruz. Uzun yıllardır dizi film seyretmediğim için bilmiyorum ama meşhur Sıla dizisi de bu konakta çekilmiş.

Konağın alt katından bir fotoğraf…

Konaktan bir oda...

Konak sonrası Midyat sokaklarını gezmeye başlıyoruz…

Midyat’ı enikonu gezip kahvemizi de içtikten sonra artık Mardin’e hareket zamanı. Gökyüzü kızıl yorganını üzerine çektiği vakit biz artık Mardin’e ulaşmış durumdayız.