Bundan tam 14 sene önce ailemle ayak bastığım bu kasabaya bu sefer kuzeninle geliyorum. Sabahtan beri doğanın içinde olmak iştahımızı açmış olmalı ki ne Volendam’ın güzel evleri ile ne peynirleri ile ne de alışveriş ile ilgileniyoruz. İlk işimiz buralara özgü bir yemek olan Kibbeling’i tatmak. Kızarmış balık parçalarından oluşan Kibbeling’imizi aldıktan sonra doğru deniz kenarına iniyoruz ve ayaklarımızı denize uzatarak iştahla yemeğimizi yiyoruz.
Sonrasında Volendam sokaklarını arşınlamaya başlıyoruz. Evler o kadar güzel ki sokak aralarında dolaşmak çok keyif veriyor.
Akabinde peynir alışverişi yapmak üzere Volendam’ın ünlü peynir fabrikasına gidiyoruz.
O kadar çok peynir çeşidi var ki hangisini alacağımızı şaşırıyoruz. Peynir almadan önce tadım şansı da veriyorlar. Bu yüzden birçok peynir deniyoruz. Klasik, trüflü, acılı, pestolu….vs. Yok artık diyerek hindistancevizli ve lavantalı peynir de denedikten sonra kararımızı veriyoruz.
Peynir fabrikasından çıkarken kuzenim tatlı bir şey yiyelim mi diyor. Evet evet doğada olmak kesin acıktırıyor. Meltem klasik waffle tercih ederken ben tercihimi Hollanda’ya özgü bir tatlı olan stroopwafle dan yana kullanıyorum.
Biraz daha Volendam’ı gezdikten sonra artık dönüş vakti. Yarın Amsterdam’da dolu dolu bir gün bizi bekler.
masal kasabası gibi :) bizde böyle bir balık yemeği yok herhalde :)
YanıtlaSilEvet çok güzeldi :) Balık yemeği ise bizim kızartma fileto mezgit gibi diyebiliriz :)
Sil