14 Kasım 2025 Cuma

Tarih Kokan Bir Hafta Sonu

Geçtiğimiz hafta sonu havanın da güzel olmasını fırsat bilerek bir zamanlar İstanbul’un kalbinin attığı semtlerde dolaşmak üzere evden çıkıyorum.

İlk durağım İstanbul Üniversitesi’nin de üzerine bulunduğu Beyazıt Meydanı oluyor.

Meydanda biraz dolaştıktan sonra İstanbul’un 7 tepesinden ikincisi olan Çemberlitaş’a geçiyorum. Böylece Konstantin onuruna 330 yılında dikilen ve yüzlerce yıldan beri İstanbul’un önemli anıtları arasında varlığını koruyan sütunu bir kez daha görmüş oluyorum.

Çemberlitaş meydanında közde simit yapması ile ünlü bir simitçi var. Yolum oralara düşmüşken ve bir şey yemeden evden çıkmışken günün ilk öğünü belli olmuş oluyor.

Sıcacık, acukalı simitimi yiyerek İstanbul’un 1.tepesinin yani Sultanahmet’in yolunu tutuyorum.

Sultanahmet'te ilk durağım Milyon Taşı. Bir zamanlar dünyanın merkezi olarak kabul edilen bu taşın önünden her gün binlerce kişi belki farkında olmadan geçip gidiyor. Roma döneminin simgesi olan bu taş ise insanların tüm ilgisizliğine rağmen İstanbul’un önemli anıtları arasında yer almaya devam ediyor.

Amacım daha önce defalarca kez gezdiğim İstanbul Arkeoloji Müzesi’ni bir kez daha gezmek. Ancak Topkapı Sarayı önünde uzun bir kuyruk olma ihtimaline karşın müzeye Gülhane kapısından girmeye karar veriyorum.

Sabahın ilk ışıklarından kalma çiğ taneleri hala her yerde. Bir de buna toprak kokusu eklenince Gülhane’nin ortamı bana çok huzurlu geliyor.

Arkeoloji müzesine giden yol…

Veee İstanbul Arkeoloji Müzesi… Bakalım bu sefer daha önce keşfetmediğim neler keşfedeceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder