Her taşında şerefli hatıramız var
Uçurumlardan derin kalbimizde yerin
Yalnız kalmayacaksın sonsuza kadar
Hem anne tarafından hem de baba tarafından Beşiktaşlıyım. Çocukluğumda evde Beşiktaş ile ilgili defalarca kez galibiyet sevincine, yenilgi hüznüne ve şampiyonluk coşkusuna şahit oldum. Soğuk kış günlerinde annem ve babam siyah beyaz berelerini, atkılarını kuşanır maça giderler beni de babaanneme bırakırlardı. Bazen de maça babam ve iki dedem gider sesleri kısılmış olarak dönerlerdi. 5-6 yaşlarındayken 1’den 10’a kadar saymanın yanı sıra Beşiktaş’ın kadrosunu da sayardım 😊 Böyle Beşiktaş ile dolu dolu geçti çocukluğum. Büyüyünce ise fanatik bir taraftar olmamakla beraber haftalık maçlarını hep takip ettim.
3-4 hafta önce baba kız günü yaparak Beşiktaş Müzesi’ni gezdik. Ne zaman stadın önünden geçsek müzeyi görmek ister ama vakit darlığından bir türlü gidemezdik. Bir Cumartesi günü sırf bu amaçla evden çıktık ve stada ulaştık.
Müze iki kattan oluşuyor. İlk katında Beşiktaş’ın kuruluşu ve tarihsel hikayesi sergileniyor.
Beşiktaş Jimnastik Kulübü kurucuları…
Sözlerini Behçet Kemal Çağlar'ın yazdığı ilk marş…
İlk flaması…
Yıllara bölünmüş olarak kazandığı başarılar…
Şampiyonluk posterleri…
Alt kat ise daha büyük ve daha kapsamlı.
Kupaların, formaların ve kramponların olduğu vitrinler…
Eskiden maç skorları defter üzerinde tutulurmuş. Bu da o zamanlardan kalan bir defter.
Beşiktaş’ın efsane başkanı Süleyman Seba için ayrılmış bir köşe…
Beşiktaşlılığı ile bilinen iş adamı Rahmi Koç için ayrılmış bir köşe…
Müzede yukarıda paylaştığım kısımlar haricinde taraftar köşesi, marşları söyleyebileceğimiz yalıtımlı bir oda, stadın mimarisine ve tarihçesine ilişkin bilgiler içeren bölüm gibi birçok alan da vardı.
Baba kız keyifle gezdiğimiz sonrasında da
Dolmabahçe’de kahve molası verdiğimiz çok güzel bir gün oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder