31 Ekim 2018 Çarşamba

Tatil Kitapları


Tatilde en keyif aldığım şeylerden biri şemsiyenin altına girip kitap okumak. Güneş ışıkları bedenimi ısıtırken, şemsiyenin gölgesine sığınıp saatlerce kitap okuyabilirim. Bu yüzden tatile çıkarken bavulumun belli bir ağırlığını kitaplar oluşturuyor. Bu tatilde de 3-4 tane kitap okudum. Şimdi iki tanesini paylaşmak istiyorum.

Nil Karaibrahimgil’i daha çok şarkıcı kimliği ile biliriz. Ancak hayata dair görüşlerini anlattığı çok güzel kitapları da var. Ben daha önce Nil’in Kelebekleri isimli kitabını severek okumuştum. O yüzden son kitabı Nil’e Hayat Derslerini bavuluma atarken hiç tereddüt etmedim. Sanatçı yine çok güzel noktalara değinmiş;  zamanın aktığından, anı kaçırdığımızdan, sosyal medya bağımlılığından bahsetmiş.  Okuduğum her satır durup düşünmeme neden oldu. Uygulamaya koymak istediğim bir çok düşüncesi var şu an.
Diğer okuduğum kitap ise İdil Hazan Kohen’in Kişisel Gerilim kitabı oldu. Beyaz yakalı bir kadının arkadaşlarının zoruyla spiritüel  alanlara bulaşmasını anlatıyor. Kadın, yoga kampına da gidiyor, çakra da açtırıyor, yaşam koçu da ediniyor. Ancak bunları yaparken her şeyi yüzüne gözüne bulaştırıyor. Son zamanlarda okurken en çok güldüğüm kitap oldu. Bazı noktalarında gülmekten mideme kramp girdi öyle anlatayım J Kitabın devamı da varmış. En kısa zamanda edinecem sanırım.
Keyifle ve okuyarak kalın…

22 Ekim 2018 Pazartesi

Yaz Tatili


Bundan 3 sene evvel bana deniz-kum-güneş mi yoksa kültürel gezi mi diye sorsaydınız tabi ki kültürel gezi; denizi, güneşi hiç aramam derdim. Meğer ararmışım. Son 2 senedir denize ayak parmağımın ucunu bile değdirmemiş, güneşin altında miskin miskin uzanmamış biri olarak yaz tatilini çok özlemiştim. Sonunda geçtiğimiz ay Fethiye’de bu özlemimi giderebildim.
Senelerdir misafir olduğumuz otelde kaldık. Sabahları mis gibi bir havaya uyandım, yürüyüşler yaptım, öyle aceleye gelmeyen kahvaltılarla güne başladım.
Sonra miskin miskin güneşin altında uzandım. Bazen hiçbir şey yapmamak da insana iyi geliyormuş, bunu öğrendim. Bol bol kitap okudum.Denize girdim, tuzlu suyun iyileştirici etkisini keşfettim.

Babamla sonu tatlı didişmelerle biten tavla maçları yaptım.
Nefis gün batımları seyrettim.

Sonuç olarak huzurlu, kendimle baş başa ve tabi ki bolca dinlenerek senenin yorgunluğunu attım.

18 Ekim 2018 Perşembe

Uzun Bir Aradan Sonra Yeniden Merhaba


Uzun süredir bloğu ihmal ettiğimin farkındayım. Araya 1 haftalık güney tatili girince ve işler de anormal derecede yoğunlaşınca maalesef 2 satır yazacak enerjim kalmadı.1 hafta süren Fethiye tatilimden daha sonra bahsedeceğim ama önce bakalım İstanbul’da ne yaptım?

Tatil öncesi arkadaşım Zeyno ile güzel bir Cumartesi geçirdik. Sabahın erken saatlerinde Sultanahmet’te Seven Hills otelinin terasında buluşup kahvaltı yaptık.
Burası manzarasını en sevdiğim mekanlardan biri sanırım. 1500 yıllık Ayasofya’ya karşı kahvaltı yapmak harika.
Sonrasında Four Seasons otelin bahçesine geçerek kahve eşliğinde sohbetimize devam ettik. Burası da özel bir yer. Hapishane olarak inşa edilmiş mekandan vakti zamanda Nazım Hikmet gibi tanınmış isimler geçmiş.
Biz hiç nefes almadan sohbet ederken deli gibi yağmur yağmaya başladı. Bunun üzerine kış bahçesi kısmına geçerek biraz da orada çene çaldık.
Ancak vaktimiz sınırlıydı çünkü spa randevumuz vardı ve yağmurun dinmesini bekleyemezdik. Böylece bardaktan boşanırcasına yağan yağmura rağmen dışarı çıktık
 ve yürüyerek Çemberlitaş’a ulaştık.
Spa sonrası yağmur dinmişti. Tarihi Çemberlitaş Hamamı’nın terasına ise bir dinginlik hakim olmuştu ve günün sonuna gelmiştik.