22 Mayıs 2020 Cuma

Yeni Baştan ve Mandalina Bahçesi


Geçtiğimiz hafta biri Fransız yapımı diğeri de Eston-Gürcü ortak yapımı iki film seyrettim. Her ikisini de beğendiğim için burada paylaşmak istiyorum.

Yeni Baştan, yazımın girişinde de bahsettiğim gibi bir Fransız filmi. Konusu ise şöyle; evliliklerinin üzerinden epey uzun zaman geçmiş bir çift hayatta farklı noktalara ulaşmışlardır. Biri teknolojiyi yakından takip ederken diğeri sürekli geçmişte yaşamaktadır. İşte bu noktada geçmişi düşünen eşe bir teklif sunulur. Geçmişinde yaşadığı en mutlu olduğu güne gidecektir. Böylece eş en mutlu olduğu gününe gider ve olaylar gelişir. Filmi seyrederken bir çok defa öyle bir seçeneğim olsa geçmişte hangi güne giderdim diye düşündüm ama bulamadım 😊 Geçmişte bir çok mutlu günüm olmakla beraber sanırım tekrar yaşamak istediğim bir günüm yok.
Mandalina Bahçesi ise Gürcistan’da geçen bir film. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının akabinde ortaya çıkan Çeçen-Gürcü savaşını anlatıyor. Gürcistan’ın bir köyünde yaşayan Eston bir adam iki yaralı askerin hayatını kurtarıyor. Bu askerlerden biri Çeçen diğeri de Gürcü olunca film ilginç bir hal alıyor. Oyunculukları çok beğenmekle birlikte filmi biraz durağan buldum. Ancak yine de geneline bakınca güzeldi.
Seyredeceklere şimdiden iyi seyirler…

14 Mayıs 2020 Perşembe

Bu Sefer Dijital Temizlik


Geçen hafta öyle bir iş içine girdim ki deterjanlı temizliği mumla aradım valla. 15 senedir kullandığım ve içinde bir sürü ıvır zıvır biriktirdiğim 2 tane taşınabilir diskim var. Fotoğraflardan iş evraklarına, doktor raporlarından vize evraklarına kadar Allah ne verdiyse disklere doldurmuşum. Disklerde, klasörler birbirine karışmış durumda, 100 GB’ı aşkın data vardı. Tam 1 hafta boyunca bu diskleri temizledim ve her bir kategoriyi güzelce klasörledim. İşlem tamamlandığında üzerimden büyük bir yük kalkmış oldu.
Bunun haricinde mutfak yine beni epeyce oyaladı ve güzel vakit geçirmeme yardımcı oldu. İşte son mahsüller 😊

Fellah köfte…
Patatesli kol böreği…
Peynirli çörek…

6 Mayıs 2020 Çarşamba

Temizleme, Düzenle…Temizle, Düzenle…


Ne zamandır fırsat bulup bir yazı ekleyemedim. Şaka yapmıyorum gerçekten fırsat bulamadım. Evde kaldığımız bu süreci inanılmaz yoğun geçiriyorum. Her sabah erkenden kalkıp home office çalışması için masamda yerimi alıyorum. Akşam 5 oldu mu da özel işlerime başlıyorum. Örneğin; geçtiğimiz hafta kitaplığımı temizledim ve tüm kitaplarımı belli kategorilere göre ayırdım. Epey yorucu oldu ama sonuçta ortaya çıkan düzeni görmek beni mutlu etti.
Kitaplığımı düzenlerken ilkokul yıllarımdan kalma Kimsesiz Çocuk kitabı elime geçti. Şimdi konusunu bile hatırlayamadığım bu kitabı ne çok severdim. Öyle ki annem tüm kitaplarımı ihtiyacı olan bir aileye gönderirken bu kitabı vermemek için epey mücadele etmiştim. Güzelce tozunu aldım ve kitaplığımda baş köşeye yerleştirdim.
Bir de Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu kitabı var. Bu kitabı defalarca kez okumuştum. Artık okunmaktan kitabın kapağı yıpranmış.
Peki ya İstanbul Life dergilerine ne demeli? Bir ara her ay İstanbul Life alırdım. Oradaki öneriler doğrultusunda da İstanbul’u karış karış gezerdim.
İstanbul sevdam öyle bir hal almış ki kitaplığımda İstanbul Sokakları isimli bir kitaba bile rastladım. Sanırım bir zamanlar İstanbul’un her köşesini, her sokağını öğrenmek gibi bir idealim vardı.
Buyrun Kazancı Yokuşu…
Bir de karikatür türünde kitaplara rastladım.
Böyle işte şimdi kitaplığım temiz. Kitaplar kategorilere ve yazarlara göre inci gibi sıralanmış durumda.  Sırada aksesuar çekmecelerim ve giysi dolaplarım var, hadi bakalım hayırlısı :)