Geçtiğimiz
Cumartesi günü güneşli ama serin bir hava vardı İstanbul’da. Sabah uyandığım
zaman önceden planladığım gibi Beşiktaş vapur iskelesine doğru yola koyuldum. Amacım
Kadıköy’e geçmek ve şöyle eni konu bir Kadıköy gezisi yapmaktı. Henüz kahvaltı
etmediğim için iskelede satılan çıtır çıtır simitler gözüme pek iştah açıcı
gözüktü. Kahvaltı olayını da vapurda hallettim mi geriye sadece gezmek
kalıyordu. Simitimi alarak vapura bindim. Ancak aldığım simit benim değil
martıların kısmetiymiş J
Vapurdan
indiğimde hala kahvaltı yapmamış olduğumdan kahvaltı edecek bir mekan arayışına
girdim. O anda aklıma daha evvelden duyduğum Süt Yumurta Reçel geldi. Bir kaç
kişiye sorarak Bahariye’deki Süt Yumurta Reçel Cafe’yi buldum. Burası, Bahariye’de
Sanatkarlar Sokağı’nda yer alan, kahvaltı servis eden bir cafe.
Menüsünde
Cemal Süreya’nın kahvaltıya ilişkin meşhur sözünü kullanmışlar. “Kahvaltının
mutlulukla bir ilgisi olmalı” demiş Cemal Süreya J
Kahvaltılık ürünler lezzetliydi ve şık bir
şekilde sunulmuştu.
Kahvaltımı
yaptıktan sonra gezime içinde bulunduğum Sanatkarlar Sokağı’ndan başladım.
Sokağın asıl adı Ali Suavi sokak. Hatta girişinde yazar Ali Suavi’nin bir büstü
de bulunuyor.
Ancak sokak
içinde çeşitli sanat ve zanaat dalları ile uğraşan kişilerin dükkanları olduğu
için sokak zamanla Sanatkarlar Sokağı diye anılmaya başlanmış.
Örneğin;
sokakta cam sanatına ilişkin örnekleri bulmak mümkün.
Ayrıca keçe,
kaligrafi, ebru, yağlı boya gibi sanatlar da başı çekiyor.
Sokakta bir
tane de sahaf bulunmakta.