Yok yahu ben hala
normalleşemedim. Böyle her yere giren çıkan, rahatça yemek yiyen insanları da hayretler
içinde seyrediyorum. Henüz dışarda bir fincan kahve dahi içmedim ve 5 aydır tek bir arkadaşımla görüşmedim. Tamam
ben biraz fazla tedbirli davranıyor olabilirim ama 15 kişilik masalar,
kalabalık piknikler, insanların balık istifi gibi sıralandığı plaj görüntüleri
de bana pek normal gelmiyor açıkçası. Hayırlısı artık…
Bu arada evde
zaman geçirmekte hiç zorlanmıyorum. Uzun
yıllardır pek film seyredemiyordum. Bu dönemde seyrettiğim film sayısı epey
arttı. Geçen hafta romantik komedinin içine düştüm diyebilirim.
Paylaşmak
istediğim ilk film; Noel Prensi. Filmde küçük bir krallığın prensi ile Amerikalı gazeteci bir kızın hikayesi anlatılıyor. Prensi araştırmak ve gizlice haber yapmak için
krallığa giden gazeteci kız ile prens arasında zamanla bir yakınlaşma başlıyor ve
olaylar gelişiyor. Bu tarz filmler hem Türk sinemasında hem de Amerikan
sinemasında oldukça fazla var. Öyle çok ilgi çekici bir film değildi ama 1-2
saat kafa dağıtmak için ideal olduğunu söyleyebilirim.
İkinci seyrettiğim
film ise Noel Prensi-Kraliyet Düğünü oldu. Şimdi diyeceksiniz ki ilkini ilginç
bulmadıysan ikincisini neden seyrettin 😊 E bi kere başlamışken
devamını da getireyim dedim. Filmde bu sefer çiftin düğün hikayesi anlatılıyor.
Son seyrettiğim
film ise Sweet Home Alabama oldu. Reese Witherspoon’un başrolde oynadığı film, yıllar önce doğduğu, büyüdüğü kasabayı terkedip hayat şeklini değiştiren bir
kadının kasabaya yeniden dönüşünü anlatıyor. Eğlenceli, güzel bir filmdi.
Filmleri
seyredeceklere şimdiden iyi seyirler…