23 Kasım 2018 Cuma

Müslüm


Film vizyona girdiğinde hiç ilgimi çekmemişti. Şu yaşıma kadar Müslüm Gürses’in bir şarkısını baştan sona dinlediğimi de hatırlamıyorum. Ancak filmle ilgili çevremden duyduğum övgülere kayıtsız kalamadım ve geçtiğimiz hafta sonu baba kız filmi izlemeye gittik. Aslında annemi de organizasyona dahil etmek istedik ama o kesinlikle gelmek istemediğini belirtince babam ve ben sinemanın yolunu tuttuk.
Yaklaşık 2 saat boyunca Müslüm Gürses’in dramatik hayatına tanıklık etmiş olduk. Ben genel anlamda filmi beğendim. Başta Timuçin Esen olmak üzere tüm oyuncular çok iyiydi. Özellikle Müslüm Gürses’in kardeşinin çocukluğunu oynayan ufaklık harikaydı. Çekimler ve seçilen şarkılar da çok güzeldi. Tabi ki şarkıcının dramatik hayatı özellikle çocukluğunun geçtiği sahneler son derece duygulandırdı.

Sonuç olarak Müslüm, bu sene iyi ki görmüşüm dediğim filmler arasına girdi. Hem de güzel bir baba kız günü geçirmiş olduk.

İzleyecek olanlara şimdiden iyi seyirler…

12 Kasım 2018 Pazartesi

Adı Gibi Şirin Bir Fırın

Geçtiğimiz hafta sonu Yaseminella ile kahvaltı için buluştuk. Bu sefer ki buluşma noktamız Galata’da yeni açılan Şirin Fırın oldu.
Şirin fırın, eski zamanların pastanelerini andıran bir mekan.
Kahvaltısı da oldukça doyurucu.
Yaseminellamla sohbetin bol bol tadını çıkardık. Sonrasında ise İstiklal’de biraz yürüyüş yaptık ve Cezayir Sokak’a uğradık. Uzun zaman olmuştu Cezayir Sokağa gitmeyeli. İlk açıldığı zamanlarda çok severdim, çiçekli girişi, şirin mekanları beni mutlu ederdi. Ancak bu gidişimde maalesef o sıcaklığı bulamadım.
Biraz daha sohbet edip anlatacaklarımızı tükettikten sonra ise ayrıldık. 

6 Kasım 2018 Salı

Galata’da Bir Gün ve Makarna Partisi


Bundan yaklaşık 8 sene evvel ailece Prag-Viyana-Budapeşte turu yapmıştık. Tura katılanların birbiri ile arkadaş olduğu çok keyifli bir geziydi. O turda Dilek ve Sevgi ile tanışmıştım. Seyahat sonrası İstanbul’da görüşmeye devam etmiştik. Ancak son yıllarda biraz ihmalkarlıktan biraz da herkesin kendi yoğunluğundan ötürü görüşmeye fırsat bulamadık. En sonunda Sevgi'nin ön ayak olması ile bir buluşma ayarlayabildik.

Galata’da Konak Cafe’de kahvaltı için buluştuk. Uzun yıllardır görüşmemiş olmamıza rağmen akıcı bir sohbet eşliğinde kahvaltımızı yaptık.
Konak Cafe gerek manzara gerekse iç mekanın nostaljisi bakımından çok hoş bir mekan.
Sonrasında Lebon’da kahvemizi içtik ve arayı fazla uzatmamak için sözleşerek ayrıldık.

Başka bir hafta sonu ise evde iş arkadaşlarımla eğlenceli bir gün geçirdik. Günün konsepti ise makarnaydı. Bol dedikodu eşliğinde pesto soslu makarnalarımızı yiyerek günü tükettik.
Başka bir hafta sonunu ise Yaseminellamla geçirdim. O da bi daha ki yazıya kalsın…