24 Ekim 2012 Çarşamba

Alıp Başımı Gidesim Var Bozcaada’ya

Yaklaşık 2 ay evvel D&R ‘a kitap alışverişi yapmaya gitmiştim. Kitap reyonları arasında gezerken gözüme bir kitap takıldı. Asma Pansiyon…Kitap kapağını çok beğendim ve özetini okumaya koyuldum. Sürükleyici bir kitaba benziyordu. Kitabın yazarı kim diye baktığımda ise  Işıl Şenol olduğunu gördüm. İlk tepkim “Işıl Şenol kim ya?” oldu. Az vaktim vardı ve kitabı alıp almama konusunda bir an önce karar verip D&R ‘ı terk etmeliydim. En sonunda akıcı bir kitaba benziyor alıyım bari diyerek kitabı aldım.


Kitabı okumaya Fethiye tatilim esnasında başladım. Kitap; Bozcaada’da, Madam Yenola’nın pansiyonunda hayatları kesişen bir grup insan üzerine kurulu. Ben daha evvel hiç Bozcaada’yı görmedim. Ancak Işıl Şenol öyle güzel anlatmış ki Bozcaada’yı, sokaklarını, evlerini, denizini, balıkçılarını alıp başımı gidesim geldi Bozcaada’ya. Anlatım çok güzel, öykü de oldukça sürükleyiciydi. Hani bazı kitaplar vardır ya son sayfalara doğru bitmesin istenir işte Asma Pansiyon öyle bir kitap. Öğle saatlerinde havuz başında şemsiye altında başladığım kitabı ertesi akşam yine havuz başında bitirdim J
Kısacası bu kitabı herkese tavsiye ederim. Bu arada İstanbul’a döndükten sonra Işıl Şenol’un da kim olduğunu öğrendim.1985 doğumlu genç bir yazarmış Işıl Şenol. Asma Pansiyon da ilk romanı. Bundan sonra ki romanlarını merakla bekliyorum…


15 Ekim 2012 Pazartesi

Muhteşem Bir Gösteri

Cirque du Soleil! Kanada asıllı bir sirk gösteri topluluğu.Bu sene ikinci kez Türkiye'ye geldi ve en popüler gösterisi Alegria'yı sahneledi.Geçen sene gösterilerini çok seyretmek istememe rağmen kısmet olmamıştı.Bu kez tedbirli davrandım ve bileti satışa çıktığı gün temin ettim.Biletler çok pahalıydı bu yüzden alırken tereddüt etmedim değil.Ancak bu muhteşem gösteriyi seyrettikten sonra gösterinin verilen parayı hakkettiğini düşünüyorum.Alegria'yı dün Bayrampaşa Ora'da seyrettim.Tek kelime ile büyüleyiciydi.Gösteriyi büyüleyici yapan şey ise sadece yapılan hareketler, atlamalar,  zıplamalar değildi.Bi kere kostümler özenle seçilmişti.Ayrıca kullanılan müzik ve şarkılar oldukça etkileyiciydi.(Şu an satışta o şarkıları içeren bir cd var mı diye araştırmadayım)Tüm bunlar akrobatik hareketlerle birleşince ortaya görsel bir şölen çıktı.Cirque du Soleil bizim alışageldiğimiz sirklere pek benzemiyor.İçinde atlar, filler gibi hayvanlar bulunmuyor.Sirkin kurucusu sıkı bir hayvan hakları koruyucusu ve bu yüzden gösterilerde kesinlikle hayvan kullanılmıyor.Gösteri; müzik, dans ve akrobatik hareketlerin harmanlanmasından oluşuyor.
Cirque du Soleil bu seneki Türkiye ayağını tamamladı ve başka ülkelere doğru yola çıktı.Eğer seneye de Türkiye'ye gelirse kaçırmamanızı tavsiye ediyorum
Not: Gösteri esnasında her türlü flaşlı - flaşsız fotoğraf çekmek yasaktı.Bu yüzden fotoğraf çekemedim ve internette yer alan fotoğrafları kullanıyorum.




1 Ekim 2012 Pazartesi

Elveda Rumeli, Hoş Bulduk İstanbul

Ben balkanlardan göçmüş bir ailenin evladıyım. Baba tarafım 93 harbi denen Osmanlı-Rus savaşı sonrası Bulgaristan’dan göçmüş. Yani bizim göçmenliğimiz tam 134 yıl öncesine dayanıyor. Osmanlı Devleti, 1878 yılında gerçekleşen Rus savaşı esnasında ağır bir yenilgi almış ve balkanlardaki topraklarının büyük bir kısmını kaybetmiş. Akabinde de balkanlardan bugünkü topraklara zorunlu göç başlamış.Orada yaşayan büyük dedelerim topraklarını,mal varlıklarını, eşlerini-dostlarını, hayallerini bırakıp bir kağnının üzerinde yola çıkmışlar. Günlerce süren yolculuk esnasında yolda hastalanıp ölenler, çeteler tarafından çeşitli işkencelere maruz kalanlar ve tecavüze uğrayanlar olmuş. Aşağıda sözleri bulunan, Erdal Güney’in söylediği Şafaktakiler şarkısı bu göç sürecini en güzel şekilde özetleyen şarkılardan biridir. Etkileyici müzik ve seslerin bir araya geldiği bu şarkı beni çok duygulandırır.

Gelelim göç sonuna…Zorlu yolculuktan sonra göçmenler bugünkü Trakya bölgesine ve İzmir civarına yerleşmişler. Yani bugünkü Trakyalılar çıkmışortaya . Her yöre halkının bir takım ortak özellikleri vardır.Aynı şekilde balkan göçmenleri de kendi içlerinde benzerlikler gösterir. Çoğunluğu sarışındır, gelenek ve göreneklere önem verirler, eğlenmeyi çok severler, sağlam içer, muhabbete doymazlar, tutumludurlar, kız çocukları kıymetlidir ve etliye sütlüye pek karışmazlar (sanırım bu göçmen olmanın getirdiği korkunun hala devam etmesinden kaynaklanıyor)

Ben eşsiz şehir İstanbul'da doğup büyüdüm.İstanbul'un her karışını sevdiğim için kendimi şanslı hissediyorum ama "suyun öteki tarafından" hikayeler de her zaman ilgimi çekiyor.

Şafaktakiler
Yağdı kurşunlar yırtıyor geceyİ
Korku dağları sarmasın yüreğim
Açmasın güller yolunda göçün
Yurdumdan uzak atmasın yüreğim

Yar yazman işli, yazgımın karası
Ayrılık tutmuş, elinin kınası
Gelse de rumeli elveda sırası
Gölgemden uzak, atar mı yüreğim?

Alıcı kuşlar bekliyor geceyi
Zincire vursan durur mu yüreğim?
Ayrılık verme, sen kadir mevlam
Yarimden uzak, atmasın yüreğim

Yar yazman işli, yazgımın karası
Ayrılık tutmuş, elinin kınası
Gelse de rumeli elveda sırası
Gölgemden uzak, atar mı yüreğim?