Pazar günü Gülşah ile buluştuk. (Önceki yazımda bahsettiğim
Gülşah değil, bu Gülşah’a kısaca şen şakrak Gülşah diyebilirsiniz J) Her iki Gülşah’ı da çok seviyorum
iyi ki hayatımdalar.
Ortaköy’de güne kahvaltı ile başladık. Henüz sabahın erken
saatleri olduğun için etrafa huzur verici bir sessizlik hakimdi. Bi de kimseler
olmadığı için en güzel manzaralı masayı kapmıştık J
Yeme içme olayını biraz fazla kaçırmış olabiliriz…Kahvaltı sonrası Ortaköy sokaklarında dolaşmaya başladık. Buraya gelip incik boncuk satan tezgahlara bakmadan dönmek olmazdı… Deniz temalı ürünler satan bir tezgah… Tasarım saatler… Baskılı bez çantalar çok hoştu… Sokaklarda gezerken hadi bir kahve içelim dediğimiz anda karşımıza bu cafe çıktı. Adını bilmiyorum ama dekorasyonu davet ediciydi. O yüzden kahve molamızı burada verdik. Böylece güzel bir günü de noktaladık.