24 Haziran 2025 Salı

Boğaz Havası, Kahvaltı ve 80’lere Yolculuk

Kuzenimle hafta sonu buluşup Kadıköy’e geçtik. Kadıköy’e gitmenin en güzel yanlarından biri vapurla yolculuk yapmak😊Sabahın erken saatlerinde henüz İstanbullular uykusundan uyanmamışken vapurda yerimizi aldık. Püfür püfür esen rüzgar ve martıların neşeli çığlıkları eşliğinde Kadıköy’e vardık.

İlk durağımız Amata oldu. Daha önce de kahvaltı için tercih ettiğimiz ve memnun kaldığımız mekanda kahvaltımızı yaptık.

Sonrasında Kadıköy çarşı içinde yürüme vakti...

Kahve molamızı ise bizi 80’li yıllara götüren bir mekanda Suflör’de verdik. Kafenin tüm duvarları şahane resimlerle doluydu ve her yerde 80’li, 90’lı yılların esintisi vardı. Çocukluğu 80’li ve 90’lı yıllarda geçmiş iki kuzen kafenin içine girdiğimizde yüzümüzde oluşan kocaman gülümsemeyi saklayamadık.

Sipariş öncesi masamız getirdikleri bu kasetin üzerindeki QR kod da bizi 90’lı yılların başına Sertap Erener’in o muhteşem sesine götürdü. Mecbursun, meeeecbursun hiç şansın yok 😊

Menüdeki zengin sufle çeşitlerinden birini seçerek ağzımızı tatlandırdık.

Veee hesapla beraber gelen isim-şehir kağıdı ile patlayan şeker :)

Sıradaki nokta o zaman Müze Gazhane olsun. O da bir sonraki yazıya...

17 Haziran 2025 Salı

Dünya Ağrısı ve Fresko Apartmanı

Ayfer Tunç kitapları okumayı seviyorum. Bu seferki Ayfer Tunç kitabım Dünya Ağrısı oldu. Şubat ayının soğuk günlerinde sıcacık sütlü kahveme ve kurabiyeme eşlik eden bu kitap zaman zaman içimi karartsa da bittiğinde beğendiğim kitaplar arasında çoktan yerini almıştı. Yazar, Anadolu’nun bir kasabasında sıkışmış ve hayallerini gerçekleştirememiş bir adamın hikayesini çok gerçekçi bir dille anlatmış. Kitap içinde yer alan karakterler ve betimlemeler günümüz dünyasını yansıtıyor diyebiliriz.

Daha önce kitabını okumadığım yazarlara şans vermeyi seviyorum. Beyoğlu Minoa’da dolaşırken Başak Baysallı’ya ait Fresko Apartmanı’na denk geldim ve satın aldım. Kitap bir apartmanda oturan farklı etnik kimliklere ve mesleklere sahip kişilerin hayatını anlatıyor. Kitaba başlarken farklı karakterler ve eski bir İstanbul semti bende çok heyecan verici bir hikaye okuyacağım izlenimi yarattı. Ancak farklı karakterlere ve yazarın akıcı bir dili olmasına rağmen olay kurgusu çok sade kalmıştı. Bundan dolayı da maalesef beklentimi karşılamadı. Yine de ilerleyen günlerde yazarın bir kitabını daha okumak istiyorum. Belki başka bir kitabı daha çok hoşuma gidebilir.

5 Haziran 2025 Perşembe

İstanbul, Karaköy ve Farklı Lezzetler

Geçtiğimiz günlerde kuzenimle Galataport’da buluştuk. Hem sohbet edelim hem de ılık bahar akşamının tadını çıkaralım dedik. Güneşin 5-10 saatliğine dünyamıza hoşça kal dediği, ayın ise merhaba demeye hazırlandığı saatlerdi. Ah İstanbul… Yine her zamanki gibi çok güzeldi. Onun için çok şeyler yazmak isterim ama kalemin Nazım ile, Orhan Veli ile, Yahya Kemal ile boy ölçüşemez.

İstanbul’u biraz seyrettikten sonra Karaköy’de yer alan Tahin’e gittik. Tahin Lübnan yemekleri yapan bir restoran. Türk mutfağının, dünyada açık ara en iyi mutfak olduğunu düşünsem de farklı tatlar denemeyi de seviyorum. Tabule, falafel, kebap, humus gibi lezzetlerden oluşan oldukça doyurucu bir yemek yedik. Böylece Karaköy’de artık yeni bir yemek noktamız daha olmuş oldu.

Akabinde biraz Karaköy’ü dolaştık. İnsanlar sokaklara yayılmış bahar akşamının tadını çıkarıyordu.

Son noktamız ise Baylan oldu. Kahve ve makarona bol kahkahalı sohbetimiz eşlik etti. Kesinlikle kahve sohbeti diye bir şey var. Yalnız dünyamız neden yuvarlak, kediler kaç yıl yaşar ve bu makaron neden bu kadar pahalı? 😊