Pandemide en çok gittiğimiz yer hatta tek gittiğimiz yer :) Emirgan korusuydu. Orada yürüyüş yapmak, sincapları, kedileri beslemek tek eğlencemizdi. Pandeminin bitişiyle beraber yolumuz daha az düşer oldu Emirgan korusuna. Geçtiğimiz bayram hadi bir nostalji yapalım dedik ve soluğu Emirgan korusunda aldık. Tam da lale festivaline denk geldiğimiz günlerde rengarenk lalelerle gözümüz şenlendi.
Bol bol yürüyüş yaptık ve en sonunda havuz başı molası vererek günü sonlandırdık.
Nisan ayında ayrıca kuzenimle buluştuk
ve bir Sultanahmet gezisi gerçekleştirdik. Tarihi yardımadayı ne kadar çok
sevdiğimi biliyorsunuz. Sevdiğim yerlerde kuzenime ve kızına rehberlik yapmak,
oraları anlatmak benim için ayrı bir keyifti.
Beyazıt ve Çemberlitaş’ta verdiğimiz kısa molalardan sonra Sultanahmet’e giderek Topkapı Sarayı’na vardık ve başladık sarayı gezmeye.
Nerede bir asırlık ağaç görsem beni mutlu ediyor. Bu da Topkapı Sarayı’nın yüzyıllara meydan okuyan ağacı.
Sarayın mutfak bölümünden bazı kareler…
Sarayın paha biçilemez hazinesi : Kaşıkçı Elması
Sarayburnundan muhteşem bir boğaz manzarası...
Bazı iç mekanlar…
Bahçeden bir görünüm…
Topkapı Sarayı’nı adamakıllı gezmek
isterseniz bir tam gün ayırmanız gerekir. Biz biraz hızlandırılmış bir tur
yaptık ve harem hariç kısmını yarım günde gezdik. Böylece yorucu ama güzel bir günü
anılarımız arasına yolladık.
Nisan ayında fırınım da tabii ki çalıştı. Simiiiiitçi diyerek sokak simitçilerine rakip olabilir miyim? Yok yok olamam güzel İstanbulumun sokak simiti her zaman baş tacı…
O zaman hadi Mayıs ayında buluşalım…Mayıs ayını özet değil şöyle eni konu yazmak istiyorum :)
yemek ve gezmek en güzel şey :)
YanıtlaSilevet :)))
Sil