Marmaris etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Marmaris etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Temmuz 2014 Cuma

Marmaris Kalesi

http://yasamizi.blogspot.com.tr/2014/07/sisssst-sr.html yazımda Haziran ayı başlarında Marmaris’te 1 hafta süren bir tatil yaptığımdan bahsetmiştim. Güzel ve dinlendirici geçen bu tatilde Marmaris Kalesi’ni de gezdim. Geçen sene gezmek istediğim ama tadilat nedeniyle kapalı olan bu kaleyi gezmek bu seneye kısmetmiş.
Kaleye, begonvillerle süslenmiş beyaz evlerin olduğu dar sokaklardan geçerek ulaştık.
Müze kart ile gezilebilen kaleye girdiğimiz zaman ilk dikkatimizi çeken şey çimlerin arasında aheste aheste gezen bu kaplumbağa oldu.
Kale 1520 yılında Sultan Süleyman tarafından Rodos Seferi öncesi yaptırılmış. Kalenin içinde küçük bir arkeoloji müzesi de bulunuyor. Kapalı alanda, Helenistik dönem ve daha öncesinden kalma eserler sergileniyor.
Açık alanda ise Osmanlı dönemine ait mezar taşları bulunuyor.
Arkeoloji Müzesini gezmemizin ardından kalenin burçları arasında ilerledik.
Son olarak da kaleden şahane bir Marmaris manzarası seyrederek gezimizi bitirdik.

1 Temmuz 2013 Pazartesi

Marmaris Yakınlarında Küçük Bir Şelale

En son yazımda Kızkumundan bahsetmiştim. Kızkumunda gezimizi tamamladıktan sonra buranın çok yakınında yer alan Turgut Şelalesi’ne gitmek üzere yola çıktık. Şelalenin yakınında minibüsten inip yürüyerek Turgut Şelalesi’ne ulaştık. Yürüyüş yolumuzda çeşitli alabalık tesisleri ve balcılıkla uğraşan köylülerin bal kovanları vardı. Taze ballardan almaya niyetlendik ama sonra kim taşıyacak ta İstanbul’a diyerek vazgeçtik.

Yine yürüyüş yolunda rastladığımız ağaçlar içinde yer alan gölette, ördekler sıcak havaya inat gölgenin keyfini çıkarıyordu.
 
Şelale girişinde gözümüze ilk çarpan taze kekik, adaçayı satan tezgahlar oldu.

Şelaleye doğru yürümeye devam ettik. Yemyeşil ağaçların arasından geçerek şelaleye vardık.
Turgut şelalesi öyle Manavgat, Düden, Kurşunlu şelaleleri gibi gösterişli değil ama şirin güzel bir şelale diyebiliriz.

 
Dönüş yolunda ise koruma altına alınmış bir ağaç ile karşılaştık. Bu ağacın üzerine yıldırım düşmüş. Ancak yıldırım ağacı tamamen tahrip etmemiş ve içini boşaltmış. Ağacın altından baktığınız zaman tepe açıklığından gökyüzünü görebiliyorsunuz.


Son olarak da eski bir değirmenin içini gezdik ve gezimizi noktaladık.

26 Haziran 2013 Çarşamba

Denizin Ortasında Yürümek

Marmaris’teki tatilimiz esnasında yakın yerleri gezme şansımız da oldu. Geçen sene gidişimizde Dalyan’ı görmüş ve çok beğenmiştik. Tekne turu yapmış, caretta carettaların yumurtladığı İztuzu plajında yavru carettaları seyretmiş hatta çamur banyosu bile yapmıştık. Bu sene ise Kızkumu ve Turgut şelalesine gittik.
 
Kızkumu, Marmaris’e dolmuşla yarım saat mesafede bir yer. İlginiç bir efsanesi var.Öncelikle bu efsaneyi aşağıda paylaşmak istiyorum.
“Bir gün kralın kızı fakir bir balıkçıya aşık olur. Ancak kral kızını bu fakir balıkçıya vermez. Bunun üzerine kralın kızı ve balıkçı gizli gizli buluşur. Kız geceleri kumsala iner ve sevgilisine ışık tutar. Sevgilisi de ışık yönüne doğru yüzerek gelir ve buluşurlar. Birileri bu durumu krala anlatır. Sinirlenen kral askerlerine kızı ve balıkçının yakalanması için emir verir. Askerleri önce kızı yakalarlar ardından kızın elindeki ışığı denize tutarak balıkçının gelmesini beklerler. Bunu farkeden kız askerlerin elinden kurtulur ve kendisini denize atar. Amacı sevgilisini kurtarmaktır. Fakat denizde yüzerek sevgilisine ulaşması imkansızdır. Bu esnada kızın bastığı yerler karaya dönüşür, askerlerin bastığı noktalar ise deniz olur. Böylece kız yürüyerek sevgilisine ulaşır. Tam bu esnada kralın askerlerinden biri balıkçıyı öldürmek için ok atar. Bu ok da kıza saplanır. Akan kan ile kızın bastığı noktalar kızıla döner. Balıkçı, kıza sarılır ve kızı alıp götürür. Bir daha onlardan hiç haber alınmaz.”

 

Kızkumu üstü ormanlarla kaplı tepeler arasında yer alıyor. Denizde yürürürken manzara keyfi de çıkarılıyor.


Deniz yürüyüşünün ardından Turgut Şelalesi’ne gitmek için durağa çıktık. Bekleyiş esnasında henüz olmamış üzümlerin tadına da baktık J Turgut şelalesi mi?O da bi daha ki yazıya artık...

21 Haziran 2013 Cuma

Bir Tatil Geldi Geçti

Marmaris’te,  1 hafta süren bir tatil yaptım. Bu tatile çok ihtiyacım vardı. Son bir senedir yoğun tempo ile çalışmıştım. Eski işimden ayrıldıktan sonra yalnızca 2 gün evde dinlemiş ve akabinde yeni işime başlamıştım.

Geçen hafta soluğu Marmaris’te aldık. Daha önce gittiğimiz tatil köyünden memnun kaldığımız için yine aynı tatil köyünü tercih ettik. Ormanın içinde, balkondan deniz manzarası seyrettiğimiz, ağaçlarda sincapların koşuşturduğu bir yer...

 
 
Şezlongta güneşin keyfini çıkarmak, bol bol temiz hava almak, akşam yürüyüşleri iyi geldi. Bazı akşamlar ise merkeze gittik ve orada zaman geçirdik. Marmaris merkezi çok beğendim. Bir kere her yer çok temiz ve bakımlıydı. Sahil boyunca sıralanmış balık restoranlarında insanlar mum ışığı eşliğinde yemeklerini yiyordu,  kimileri de tekne keyfi yapıyordu. Kısaca ortam çok güzeldi. Gittiğimiz dönem de henüz yoğunluğun başladığı bir dönem olmadığı için dolaşırken daha çok keyif aldık.


Marmaris kalesinin ışıkları güzel bir ambiyans oluşturuyordu. Kale içinde biraz dolaştık. Eski Marmaris evlerine hayran kalarak zaman zaman keşke böyle bir yerde yaşasaydık diye içimizden geçirdik. Sonra biz İstanbul’dan vazgeçemeyiz düşüncesiyle bu fikri kafamızdan attık J Ama beyaza boyanmış, panjurlu, begonvillerle süslü Marmaris evlerinin de çok hoş olduğunu söylemeden geçemeyecem.


Sonunda bir hafta geldi geçti ve böylece bir tatili daha arkamızda bıraktık.