Ağaçların
arasında, yanıbaşınızda şırıl şırıl dere akarken, temiz havayı soluyarak
kahvaltı yapmak oldukça keyifli. Ayrıca tesisin epey büyük olması insanların iç
içe kahvaltı etmesinin de önüne geçmiş durumda.
Masaya getirilen her şey çok doğal. Taze tereyağ,
peynir, ev yapımı reçel, börek...vs oldukça lezzetli. Açık büfe kahvaltılardaki
çeşit sayısı burada yok ama masaya getirilenler kesinlikle doymamıza yetiyor J
Annemle
benim bayıldığım eritme peynir ve kiremitte sucuk da favorilerimiz arasında.
Yalnız bu
gidişimizde bizi zorlayan bişi oldu o da arılar L Yakınlarda bir yere balkovanları
yerleştirilmiş ve bal üretimi başlamış. Dolayısıyla arı popülasyonunda gözle
görülür bir artış vardı. Biz de reçelimizi arılara feda ettik J
Temiz havada
yapılan doyurucu bir o kadar da leziz kahvaltı sonrası İstanbuldere ile
vedalaşarak İstanbul’a döndük. Böylece bir pazar gününü daha bitirmiş olduk.