Bedesten
adını ilk defa Kapalıçarşı’yı gezdiğim bir gün duymuştum. Çarşı içerisinde
Cevahir ve Sandal olmak üzere iki tane bedesten vardı. Sonradan yaptığım
araştırmalarda bedestenin mücevher, kumaş, halı gibi değerli eşyaların satıldığı yer olduğunu
öğrendim. Osmanlı zamanında önemli yer teşkil edermiş bu bedestenler. Dünyanın
dört bir tarafından getirilen değerli eşyalar bedestenlerde satılırmış.
Geçen günü Kapalıçarşı’ya
gittiğimiz zaman Cevahir Bedestenini gezdik. Bedesten eski sarayın yanına yapıldığı
için ilk önceleri eski bedesten sonraları da İç Bedesten ya da Cevahir
bedesteni olarak anılmaya başlamış. Kapalıçarşı hepimizin bildiği gibi labirent
gibi bir yapıdır. Sokaklar her taraftan birbirine bağlanır. Cevahir bedestenini
de labirentin içinde başka bir labirent olarak düşünebiliriz.
Bedestende
şu an çeşitli gümüş eşyalar, eski paralar, eski saatler ve gümüş aksesuarlar satılıyor.
|
Bu saatlerden çocukluğumda dedemde de vardı :) |
İçinde bir
de Bedesten Cafe var. Acıkmış vaziyette olduğumuz için cafeye oturduk ve
lezzetli birer kızarmış mantı yedik.
Günü pasta ve kahve ile sonlandırdık...
Hep bir telaşa denk gelir benim Kapalıçarşı gezmelerim; zira eşimin iş muhitidir o civarlar:)
YanıtlaSilHem beni ağırlamak ister, hem de sürekli çalan telefonu işinin olduğunu bana duyurur.
Yoksa ne keyifli, ne farklı bir diyardır orası!
Sevgiler
Evet Özlem Hanım, ben de her gidişimde büyük keyif alarak geziyorum.
YanıtlaSil