Kapalı çarşı
Kapalı kutu
Orhan Veli, Kapalıçarşı şiirini yukardaki dizelerle bitiriyor. Bugüne kadar yazılarımda tarihi yarımadadan ve üzerindeki eserlerden çok bahsettim. Ancak geçmişi 500 sene evvele dayanan bu kapalı kutudan hiç bahsetmediğimi farkettim. (http://yasamizi.blogspot.com.tr/2013/02/labirent-icinde-labirent.html yazısını saymazsak)
Kapalıçarşı yaklaşık 500 sene evvel inşa
edilmiş kubbeli, dev bir alışveriş mekanı. Tam 24 tane kapısı bulunuyor. Ben ne
zaman tarihi yarımadaya gitsem buraya uğramadan edemem. Bazen Mahmutpaşa
kapısından bazen Beyazıt kapısından bazen de Örücüler kapısından çarşıya
süzülürüm. Son gidişimde Mahmutpaşa kapısını tercih ettim.
Kapalıçarşı yüksek kubbesi,
kubbelerindeki süslemeleri, yazın serin, kışın sıcak olması ile büyüleyici bir
mekan olma özelliğini her zaman koruyor. Çarşı labirent şeklinde inşa edilmiş dolayısıyla
içinde kolayca kaybolunabiliyor. İçerde gezerken bir yerden bir şey almaya
karar verirsem mutlaka alıyorum. Dönüşte alırım gibi bir kavram bu çarşı için
söz konusu değil çünkü dönüş hangi sokaktan hangi kapıdan olacak allah bilir.
Labirent şeklindeki bu çarşının
sokakları Fesçiler, Yağlıkçılar, Yorgancılar şeklinde isimlendirilmiş. Bu da
eskiye dayanıyor. Eskiden aynı mesleği yapan esnaflar bir arada bulunurmuş.
Yani yorgan diktirecekseniz direk yorgancılar sokağına gidermişsiniz. Bir çeşit
lonca olayı diyebiliriz. Şu an tabi ki böyle bir durum söz konusu değil.
Çarşıda çoğunlukla hediyelik eşyalar
satılıyor. Çeşitli fincan takımları, oyma süs eşyaları, üfleme cam abajurlar,
çini desenli objeleri kolayca bulabiliyoruz. Ayrıca çantacıları, halıcıları,
kuyumcuları, şal-eşarp gibi tekstil ürünleri satan dükkanları da görmek mümkün.
Çarşı içinde bir çok çeşme, mescit ve
han bulunuyor. Hanlar hakkında da çok anlatılacak şey var ancak bu yazıya
sığmaz diye düşünüyorum. Başka zamana artık...
Son gidişimde labirent içinde biraz dolaştım.
Farklı kültürlerden gelen ve farklı
diller konuşan turistlerin seslerine kulak kabarttım. Konuşmalardan pek bişi
anlamasam da insanların yüz ifadelerinden yeni bir yer görmenin mutluluğunu
okuduğumu söyleyebilirim. Biraz yorulunca ise Şark Kahvesi’nde mola verdim ve
kahvemi yudumlayarak dinlenme fırsatı yakaladım.
He he vallahi kaybolur bilmeyen biri yada hep aynı yerde dolanır duru:)
YanıtlaSilAma orayı gezmeyi sevmeyen yoktur sanırım :)
Bence de yoktur :)
SilŞahsen ben severim gezmeyi ;)
YanıtlaSilKaç kere gittim, gezdim bilmiyorum.
YanıtlaSilAma o devasa yapıda hangi dükkan hangi sokakta kalıyor, bir türlü hatırlayamam:)
Bir başka büyüsü var değil mi..
YanıtlaSilne güzel yazmışsın.