Özellikle
yaz akşamları püfür püfür esen bu meydanda bir çok tarihi eser bulunmakta. Meydana
girildiği zaman ilk göze çarpan eser Alman Çeşmesi oluyor. Zarif bir mimariye
sahip olan bu çeşme, Alman imparatoru 2.Wilhelm’in Osmanlı Devleti’ne hediyesi. Çeşme şu an fotoğrafta görüldüğü üzere tadilatta.
Alman
çeşmesini geçtikten sonra meydanın en yüksek yapısını, Dikilitaş’ı görüyoruz.
Dikilitaş, Mısır’da yapılmış ve Bizans İmparatorluğu döneminde İstanbul’ a
getirilmiş bir yapı.
Taşın ayak
kısmında kabartmalar bulunuyor.
Dikilitaş’ın
hemen arkasında ise yılanlı sütun yer alıyor. Yılanlı sütun tahribata uğramış
eserlerden biri. 3 başlı yılan şeklinde olan bu sütunun 2 başı kayıp L Bir başı da İstanbul Arkeoloji
Müzesi’nde sergileniyor. Bu sütunun ilginç bir hikayesi var. Sütun ilk önce bir
Yunan şehri olan Delfi’de dikilmiş. Bir rivayete göre dönemin büyücüleri sütuna
güçlü büyüler yaparak şehri, akrep, yılan gibi zehirli hayvanlara karşı
korumayı hedeflemiş. Bizans döneminde İstanbul’un başkent olmasından sonra bu
sütun aynı amaçla İstanbul’a getirilmiş.
Meydanın en
sonunda ise Örme Taş yer alıyor. Örme Taş, hipodrom eksenindeki eserlerin
sonuncusu, atların da dönme noktasıymış. Benim de Sultanahmet gezimin son noktası oldu :)
İstanbula gittik ama oraları gezmek kısmet olmadı senin sayende görmüş oldum iyi haftalar sevgiler.
YanıtlaSilBi daha ki sefere gezebilirsiniz inşallah :)
SilSize de iyi haftalar..
güzel bir blogun var ilgi alanımda olan konular
YanıtlaSilçok güzel bir gezi olmuş canım.
YanıtlaSil