Kitabı
aldığım andan itibaren başlamak için sabırsızlanıyordum. Öte yandan kitabın 550
sayfalık kalınlığı gözümü korkutmuyordu desem yalan olur. Ancak yazarın daha
önce okuduğum kitabını çok beğendiğim için vakit kaybetmeden okumaya başladım.
Konuyu
kısaca şu şekilde özetleyebiliriz: Romanın baş kahramanı Martin Eden bir gün
üst sınıfa mensup bir kızla tanışır ve kıza
hayranlıkla karışık aşk duyguları beslemeye başlar. Akabinde de onunla beraber
olabilmek için kendisini geliştirme yoluna girer. Bu yolda en büyük yardımcısı
bitip tükenmek bilmeyen okuma sevdasıdır. Martin Eden, tüm bunlar olurken bir
başka sevdaya daha tutulur o da yazar olma sevdası. Yazar olma isteği Martin
Eden için zamanla tutkuyla bağlandığı bir ideal haline gelir. Ancak bu idealin
önünde iki engel vardır; biri parasızlık diğeri de çevresinin ısrarla onun
idealine inanmaması.
İşte böyle
bir roman Martin Eden. Ben sayfalar arasında koştururken 550 sayfa ne zaman
bitti anlayamadım. İyi ki bu kitabı okumuşum, iyi ki bana hediye gelmiş diyor
hediye eden kişiye bir kez daha teşekkür ediyorum.
http://kartonsiper.blogspot.com/2012/04/martin-eden-ve-ben-acaba-m-sendromu.html
YanıtlaSilbende yeri başka kitaplardan olur kendileri
Okudum yazınızı, umarım yazma çalışmalarınız iyi gidiyordur:)
Silgamze genç bir hanım olarak ilgi alanların ne güzel senin:)
YanıtlaSilaferin:)
:))Çok teşekkür ederim, yorumunuz beni mutlu etti:)
SilYazarın çok kitabını okudum ama bunu biliyorum ama okumadım. Çeviri güzelse tamam da kötü olursa okumak külfet geliyor hele böyle büyük yazarları.
YanıtlaSilGerçekten çeviri çok önemli.Bu kitabın çevirisini aslında en başta garipsedim.Çünkü çevirmen taşra konuşması yaparken zaar, bilmiyom..gibi bize özgü taşra şivesi kullanmış.Yabancı bu tip kelimeler kullanması garibime gitti. Fakat sonradan alıştım :)
Silıste en sevdıgım hızlı akıcı merak uyandıran , tesekkurler...
YanıtlaSilwww.kuzununannesi.com
Rica ederim.Okursanız şimdiden keyifli okumalar...
Sil