Rumelihisarı’na kadar geldik.
Kahvaltımızı yaptık, manzaranın keyfini çıkardık, kaleyi gezerek tarih de
soluduk. Oldu olacak günümüze bir de sanat katalım diyerek kale gezisi sonrası
Borusan Contemporary yolunu tuttuk. Burası için, boğazda çok hoş bir köşk
içinde hizmet veren bir tür müze diyebiliriz. Sergiler rehber eşliğinde
gezilebiliyor.
Kaleyi gezerken o kadar çok
sıcaklamıştık ki sergi öncesi müzenin cafesinde bişeyler içerek serinledik.
Müzede 3 ayrı sergi bulunuyor;
Üvertür, Günlerin Tortusu ve Ola Kolehmainen… Günlerin Tortusu, adını Tomris
Uyar’ın bir kitabından alıyormuş. Henüz okumadığım bu kitabı okunacaklar
listeme ekledim bile. Gelelim sergideki eserlerin bazılarına…
Ekrem Yalçındağ – 195 Renk…Tuval
üzerine yağlı boya…
Miao Xiachun-Düş Kırıklığı isimli
animasyon çalışması…
Ellen Kooi fotoğrafları…
Ola Kolehmainen - Ayasofya
Marina Zurkov – Daha ve daha (görünmez
okyanuslar): Türkiye (bir tür bilgisayar yazılımı)
Ruby Anemic- Cesaret Yoksa Zafer de
Yok (aynen öyle J)
Ve borusan odası…
Köşkün terasında da harika bir
manzara var…
Kahvaltıydı, tarihti, sanattı ve tabi
ki bol sohbetti derken Yasemin ile günün sonuna geldik. Ayrılmadan evvel
gelecek buluşmanın da planını yaparak günü noktalamış olduk.
Keyifli bir gün olmuş :)
YanıtlaSilBazen böyle geziler çok iyi geliyor insana👍🏻👍🏻
YanıtlaSilDi mi?Aynen öyle...
SilGüzel gün dediğimiz şey böyle bir şey işte :)
YanıtlaSilhımm bunu da görmedim giderim tımams :)
YanıtlaSilİyi gezmeler şimdiden...
Sil❤️ Okadar güzel anlatmışsın ki yine gezdim sayende kuzum 🤗
YanıtlaSilCanımmmm, yine yapalım bi program...
Sil