9 Ağustos 2019 Cuma

Bataklıktan Romantikliğe Uzanan Yol


Saray sonrası nihayet Saint Petersburg’dayız. Bu güzel şehri gezmek için sabırsızlanıyoruz ama öncesinde karnımızı doyurmalıyız.  Şehrin ünlü mantıcısı Pelmenya’da 5 dakikalık bir sıra bekledikten sonra güzel bir masaya kuruluyoruz.

Nefis mantılar mideye indiriliyor. Sonrasında ise gezi başlasın.
İlk önce tarihi alışveriş merkezi Gostiny’e uğruyoruz. Maalesef hayal ettiğim gibi bir yer değil. Bizim eski usul pasajlara benziyor. Binanın eski olması dışında çok da fazla tarihsel bir şeye rastlamıyoruz.
Şehrin geniş caddelerinde yürürken yavaş yavaş kanallar karşımıza çıkmaya başlıyor. Kanallı şehirler gözüme nedense hep güzel gelmiştir. Bu tip şehirleri düzenli, romantik ve mutluluk verici bulurum. Saint Petersburg da böyle bir şehir. Aslında, yüz yıllar önce burası bir bataklıkmış ve 1.Petro’nun çalışmaları ile bataklıktan böyle bir şehir ortaya çıkmış.
Biraz daha yürüdükten sonra Kazan Katedrali’ne varıyoruz. Avrupa’da gördüğüm en havalı katedrallerden biri diyebilirim.
Katedralin karşısında ise Singer binası yer alıyor.
Bu binanın içinde kendi ismini taşıyan bir cafe ile kitap ve hediyelik eşya barındıran bir mağaza bulunuyor. Cafenin, Kazan Katedralini gören çok hoş bir manzarası var. Ancak epey yoğun çalıştıkları için sıra beklemek gerekiyor. Biz de 20 dakika civarında sıra bekleyerek içeri giriyoruz. 


İşte görünen manzara…
Pastalar da oldukça lezzetli…
Mağaza çok büyük. Hem Saint Petersburg’a dair hediyelik eşyalar alınabiliyor hem de kitapçı olarak hizmet veriyor.
Singer sonrası ise Dökülen Kan Kilisesini görüyoruz.
Yürümeye devam ediyoruz; bu sefer Chicky Picky isimli kuşun peşindeyiz. Niye mi? İşte efendim üstüne bozuk para atıyormuşsun ve dileğin gerçekleşiyormuş 😊 Tabi ki dilek için peşinde değiliz ama sembol olmuş bişeyi de görmeden dönmek istemiyoruz.

İşte bu minicik kuş…
Ve Summer Garden….Saint Petersburgluların yazları dinlendikleri, aileri ile vakit geçirip piknik yaptıkları büyük bir bahçe. Biz de biraz oturuyoruz ve günün yorgunluğunu atmaya çalışıyoruz.
Yarın şehri gezmeye devam…

8 yorum:

  1. hımmm ne güzelmiş evet yaaa :) kuş da denişik bişi ivit :) kanal yani amsterdam gibi diy mi :) mantı pasta hah yemek olmadan olmaaaz :) ya ne güzel bu parklar bahçeler değil mi yurtdışındaa özellikle temizlikleri :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eveet Deep, Amsterdam gibiydi ama ben Amsterdam'dan daha çok sevdim :)

      Sil
  2. Ne kadar güzelmiş. Estonya dayken gitmeyi çok istemiştim, olmadı :(
    Sen benim yerime de gezmişsin. Aynı şeylerden zevk alıyor olmak böyle hissettiriyor canım.

    YanıtlaSil
  3. Gökyüzünün bir tarafı şıkırdarken diğer tarafı kasvetle kapanıyor içine sanki. Çok değişik izlenim bıraktı bir karecik fotoğraf içimde.
    Ayrıca sunumlarda güzelmmiş. :)
    Takipteyim, sevgiler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gökyüzü de yaşamın bir izi :) Çok teşekkür ederim güzel yorumlarınız için.

      Sil