25 Kasım 2025 Salı

Yine Bir Gülnihal...Aldı Bu Gönlümü…

Türk musikisinin mihenk taşlarından biri olan bu şarkı Osmanlı döneminin ünlü bestekarı Dede Efendi tarafından bestelenmiş ve dilden dile söylenerek günümüze kadar ulaşmış. Sultanahmet’e doğru yola çıkmadan evvel Google Maps’e bakmış gezebileceğim noktaları önceden işaretlemiştim. Bu esnada Dede Efendi Evi dikkatimi çekmişti. Ünlü bestekarın evinin Sultanahmet’te daha doğrusu Cankurataran’da olduğunu ve hatta müzeye dönüştürüldüğünü hiç bilmiyordum. Haritada görünce burayı da gezilecek noktalar arasına düşünmeden ekleyivermiştim.

Küçük Ayasofya’dan çıkıp tarihi sokaklardan geçerek Cankurtaran’a doğru yol alıyorum.

Ahşap, aşı boyalı evin önüne gelince varış noktama ulaştığımı anlıyorum.

Eve girince beni ilk karşılayan Dede Efendi’nin resmi ve onun dilinden dökülen notalar oluyor.

Sonrasında içeride tanıştığım Şeyma Hanım bana rehberlik ederek evi gezdirmeye başlıyor. Bu esnada Dede Efendi ile de ilgili birçok bilgi ediniyorum. Sarayda nasıl bestekarlık yapmış, 3.Selim ile olan yakınlığı, mevlevihaneye girişi ve Mekke’de ölümü derken Dede Efendi’nin hayatının özetini öğrenmiş oluyorum.

Evin içinden bir oturma köşesi. Çok huzurlu görünmüyor mu?

Türk müziğinde kullanılan bazı çalgılar…

Dede Efendi’nin evinden ayrıldıktan sonra tekrar Sultanahmet Meydanı’na doğru yürümeye başlıyorum ve yol boyunca çok şirin köşelerden geçiyorum.


Veee final… 😊

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder