11 Şubat 2016 Perşembe

Taksim Maksemi, Rovouna1906 ve Beyoğlu

Hep söylüyorum İstanbul tarihi eserlere ev sahipliği yapması bakımından bir hazine. Sokaklarda, caddelerde hiç beklenmedik yerlerde bir sürü tarihi eserin önünden geçiyoruz ve farkına varmıyoruz.

Mesela Taksim Maksemi...Çocukluğumdan beri kaç kere Taksim’e gittim bilmiyorum ama girişinde tarihi bir su deposu olduğunun daha yeni farkına vardım. Yaklaşık 300 yıl önce inşa edilmiş bu depo vakti zamanında İstanbul’un kısmi olarak su ihtiyacını karşılıyormuş. Burada halka su taksimi yapılıyormuş. Hatta ve hatta semtin adı da buradan geliyormuş. Son gidişimde önünde durdum, inceledim ve fotoğrafını da çektim.
Sonrasında İstiklal Caddesi boyunca yürümeye başladım. İstiklal Caddesi her zaman ki gibiydi..Yine kalabalık, yine kozmopolit ve yine kırmızı tramvaylı. İyi ki bu kırmızı tramway kaldırılmamış, çok hoşuma gidiyor. Tramvayın hikayesinden daha evvel  http://yasamizi.blogspot.com.tr/2014/04/buras-dingonun-ahr-m.html yazımda bahsetmiştim.
Tünele yaklaşırken Rovouna 1906’da kahve molası verdim.
İlk defa gittiğim bu mekanı çok sevdim.Buram buram vintage kokan, güler yüzlü çalışanlara sahip bir mekan. Dekorasyonunu 1906 yılında kullanılan mobilyalar oluşturuyor. Şu an otel olarak hizmet veren mekanın giriş katında cafe/bar bölümü  de bulunuyor.
Ben şekerli türk kahvesi ve tiramisu tercih ettim.

19 yorum:

  1. Taksim, Beyoğlu çocukluk anılarım :)

    YanıtlaSil
  2. Benimde geçenlerde yurt dışından arkadaşım gelmişti. İstanbul'u gezdirirken Taksim'in ne demek olduğunu sormuştu, keşke bunu o zaman beileymişim. Güzelmiş:-)

    YanıtlaSil
  3. Yalnız İstiklal caddesi ve Taksim'deki betonlaşma ne kadar çirkin. Tramvaylı fotoda belli oluyor mesela:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam tersini düşünüyorum ben:)Tüm o binalar 100-150 sene önce çoğu İtalyan mimarlar tarafından dönemin sanat akımları doğrultusunda yapılmış harika binalar.Ancak çok bakımsızlar.Güzel bir restorasyon yapıldığı zaman Beyoğlu'nun havası değişecektir. Avrupa'da o binalar için özel geziler yapılıyor.İstiklal caddesi bu bakımdan çok zengin ama farkına bile varmıyoruz.

      Sil
  4. Sırf gezmek için gittim İstanbul'a 2 kere Taksim'e de gittim ama benim de hiç dikkatimi çekmemişti. Taksim adının burdan gelmesi de çok ilginçmiş. Keyifli bir gezi olmuş ohh mis :)

    YanıtlaSil
  5. İki kere gitmek nasip oldu oraya , fazlası ile kalabalık ama çok da güzel ,::)

    YanıtlaSil
  6. şu mahsenin önünden çok geçtim ama içine giriliyo mu yaaa. şu kahveci de hep önünden geçiyom çok sık du bakayım içmediysem gireyim içeyim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hadi bakalım iç kahveni ama orası kahveci değil canım.Restaurant/cafe olarak hizmet ediyor.

      Sil
  7. Taksim Makemini biliyorum ama dediğiniz gibi birçok tarihi yerin önünden defalarca geçmemize rağmen farkında değiliz ne yazık ki. İstiklal Caddesi rengarenk her milletten insanın dolaştığı inanılmaz bir yer. Biraz evvel Fransız Konsolosluğunun arkasında bence İstanbul'da en iyi köfte yapan Köfteci Hüseyin'in olduğu bina çökmüş çok üzüldüm. Ölü ve yaralı olmadığını umut ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaralı yokmuş, içi boşmuş sanırım binanın. Bu arada köfteci Hüseyin'i hiç duymamıştım.Bilseydim, gidip yerdim :(

      Sil
  8. O kadar uzunnn zaman oldu ki Taksim'e gitmeyeli.. yazını okuyunca bide fotoğrafları görünce, resmen burnumda tüttü diyebilirim Gamze'cim.
    İyi pazarlar.
    Sevgiler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım en kısa zamanda gidersin Gülşahcım, çok öpüyorum :)

      Sil
  9. Beyoğlunda yaşayayıpta henüz gidememek... :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hep öyle olur, insan gözünün önündeki şeyleri ihmal eder :(

      Sil