Daha önceki
Beyoğlu yazımda Beyoğlu’nda bulunan klasiklerden bahsetmiştim. Bu klasiklerin
en başında da Balık Pazarı geliyor. İki hafta evvel, Beyoğlu’na gitmişken balık
pazarına da uğradık. Bakmayın adının Balık Pazarı olduğuna çarşıda 3-4 tane balıkçı
ya vardı ya yoktu. Eskiden burada 30 civarı balıkçı varmış. Şimdi o balıkçılar
yerlerini restoranlara, barlara ve hediyelik eşya satan dükkanlara bırakmış
durumda. Ancak yine de tarihi çarşı içinde klasikleşmiş bazı dükkanları görmek
mümkün.
Pazar girişi... |
Pazarda varlığını sürdüren 3-4 balıkçıdan biri... |
Çarşı
girişinde midye tava ve kokoreç yapan restoranlar karşılıyor bizi. Çok sevdiğim
midye tavanınkokusu beni baştan çıkarmaya çalışsa da şu sıralar sağlıklı yeme
günlerimde olduğum için koku duyumu yok sayıyorum J
Çarşıda
ilerlemeye devam ederek Titiz Manav’ a ulaşıyoruz. Burası her türlü sebze ve
meyveyi bulabileceğiniz bir mekan. Hürriyet gazetesinin en iyi 10 manav
sıralamasında da başı çekiyor. Biz de burada kısa bir mola veriyoruz ve ısırgan
otu alıyoruz.(Annem çok güzel ısırgan yemeği yapar)
Titiz
manavın bulunduğu sokaktan içeri girince ise Beyoğlu Şarküteri’yi görüyoruz. Ben
buradan hiç alışveriş yapmadım. Ancak her türlü şarküteri ürününü ve yöresel
peynirleri burada bulmak mümkün.
Sokakta
biraz ilerleyince Tarihi Beyoğlu Ekmek Fırınına ulaşıyoruz. Hiç denemedim ama
buranın da ekmeklerinin çok lezzetli
olduğu söyleniyor. Ekmek fırının hemen yanında ise Petek Turşucusu var. Petek
Turşucusu da diğer mekanlar gibi çok eski bir dükkan. Biber, salatalık, lahana
gibi klasik turşuların yanısıra bamya, mantar, kiraz gibi ilginç turşular da
yapıyorlar. Buradan biraz biber turşusu biraz da denemek için bamya turşusu
aldık ve balık pazarı gezimizi sonlandırdık.
Rengarenk turşu kavonazları çok göz alıcı... |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder