Miljacka
nehrinin kenarında otobüsten indik ve şehri yürüyerek dolaşmaya başladık. İlk
önce Başçarşı’ya girdik. Başçarşı çeşitli el işi ürünlerinin satıldığı,
cafelerin, börekçilerin olduğu bir çarşı. Çarşıdaki en önemli eser çarşı
meydanında bulunan Osmanlı dönemine ait sebil.
Aynı zamanda
çarşıda bir osmanlı eseri olan Hüsrev Bey Camii de bulunmakta.
Sonrasında
ortodoks kiliselerini, yahudi sinagogunu ve katolik katedralini dolaştık.
Daha sonra
ise Kanlı Pazar Yeri’ne gittik. Burası taze meyve, sebze ve yöresel ürünlerin
satıldığı bir pazar. Bu pazar, 1994 senesinde bir katliama tanıklık etmiş. Sırp
saldırısı sonucu 67 kişi ölmüş ve onlarca kişi yaralanmış.
Neyse tüm bu
iç burkan detaylardan sonra Başçarşı’ya yeniden döndük ve buralara kadar
gelmişken Boşnak böreği yemeden dönmek olmaz dedik. Çarşı içinde bir çok
börekçi bulunmakta. Börekler aslında bizim bildiğimiz kol böreğine benziyor ama
odun ateşi gibi bir ateşte, özel bir düzenekte pişiyor.
Karnımız doyduktan sonra sıra geldi alışverişe. Hatıra olarak üzerinde Başçarşı'nın simgesi sebilin olduğu bir matara aldım.
Gezi,
yeme-içme ve alışveriş faslı bitince otelimize gitmek için yola çıktı. Yolda
bir binanın önünde yanan bir ateş gördük. Bu ateş “Sönmeyen Ateş” olarak biliniyormuş.
2.Dünya savaşı sonunda Sırp, Boşnak ve Hırvatların her beraber mücadele edip
özgürlüklerini kazanması ve Yugoslavya’yı kurmasını temsil ediyormuş.
Tarihe canlı canlı tanık olmak bu olsa gerek..
YanıtlaSilne iyi yapmışsınız:)
sevgiyle..
İnşaallah size de kısmet olur bir gün :)
YanıtlaSilFotolar harika. Bize de gidip görmek nasip olur inşallah.
YanıtlaSilÇok teşekkürler.İnşaallah...
SilPaylaşımın şu an itibariyle en ilgimi çeken kısmı börek kısmı oldu. :)) Bir şey dikkatimi çekti ne kadar az insan var etrafta. Bir de savaş ı hala turizmde kullanmalarını yadırgadım. Kendi halkı üzerine devamlı negatif enerji yüklüyor. Tabi çok haksızlığa uğradılar, çok şeyler çektiler ama bundan sonra barış için daha olumlu şeyler yapmalılar bence. Harika bir paylaşım olmuş, teşekkürler.
YanıtlaSilAslında savaşı pek turizmde kullanmıyorlar.Fakat acılarını unutmak istemiyorlar sanırım.Size sonuna kadar katılıyorum bence de bu durum yeni nesil üzerinde negatif enerji yüklüyor.
SilEn çok görmek istediğim yerler.. Belgesellerde izliyorum, hüzünlü bir merak ve hayranlık sarıyor içimi.
YanıtlaSilO zaman en yakın zamanda gitmeniz dileği ile...
Silçok severek takip ediyorum tatil yazılarınızı..
YanıtlaSilayrıca O zarif yorumunuza çok çokkk teşekkür ederim !!
Varolunuz..
sevgiler..
Ne demek her zaman ilgi ile okuyorum yazılarınızı.Ben de yorumunuza teşekkür ederim.
SilÖyle güzel anlatmışsın, fotoğraflarla öyle canlı olmuş ki.. Gerçeken de hüzün şehriymiş Saraybosna. Teşekkürler bu güzel yazı için.
YanıtlaSilRica ederim, beğenmenize sevindim.
SilBosna yı çok merak ediyorum,çokta güzel anlatmışsınız,fotolarda çok tanıtıcı olmuş,sanırım ben Bosna ya gitseydim,çektiğim tüm fotolarda bende olurdum ve blogumda bu şekilde yayınlardım,düşününce epey güldüm kendime :))
YanıtlaSilSevgiler...
Ben de çok güldüm :)) Çünkü bu fotoların aynılarının içinde ben olan versiyonu da var.Onları facede paylaştım:)
Sil