30 Ekim 2013 Çarşamba

Bu Müze Çocuklara mı Hitap Ediyor Yoksa Büyüklere mi?

Bir kaç sene evvel tv'de Sunay Akın'a rast gelmiştim;  çocukluğundan, koleksiyon merakından ve Oyuncak Müzesi’ne dönüştürdüğü aile köşkünden bahsediyordu. O gün bugündür burayı görmek istiyor ama bir türlü fırsat bulamıyordum. Sonunda geçtiğimiz uzun bayram tatilinde  gitmeye karar verdim.  Önce internetten adresi aldım ardından  telefon ederek müzenin açık olup olmadığını kontrol ederek yola çıktım.

Müze, Erenköy’de yer alıyor. (Göztepe de olabilir, Anadolu yakasını çok iyi bilmediğim için semtleri karıştırıyorum J) Sokağa girince bembeyaz köşk, yüksek katlı binalar arasında hemen fark ediliyor. Köşkün çevresinde dev zürafalar, kurşun askerler ve eşeğe ters binmiş Nasrettin Hoca heykelleri bulunuyor.

Girişte bir sürü çocuğu bir arada görünce acaba çok mu çocuksu bir yer diye bir an için tereddüt ettim. Ancak buralara kadar geldikten sonra dönmek olmazdı. İçeri girdim ve dolaşmaya başladım.
Müzede her şey çok düzenli bir şekilde sergileniyor. Oyuncaklar üretildiği ülkelere ve yıllara göre bölümlere ayrılmış. İlk önce 1900 yılından kalma oyuncakları görüyoruz.

20’li 30’lu yıllar derken 1950’li yıllara geliyoruz. 1950 yılında Türkiye’de üretilen oyuncaklar ile Japonya’da üretilen oyuncaklar arasındaki fark bariz bir şekilde görülüyor. Biz naylon bebek üretimindeyken onlar kurmalı, tüylü oyuncaklara çoktan geçiş yapmışlar. Konu ile ilgili çektiğim fotoğraflar aşağıda yer almakta.

Daha sonra çeşitli ülkelere ait oyuncaklar görüyoruz. Her ülke kendi giyinişini, yaşam tarzını bu oyuncaklara yansıtmış. Kenya , Eskimo, Yeni Gine oyuncakları bazı örnekler teşkil etmekte.

Eskimo oyuncakları

Kenya ve Yeni Gine örnekleri
Üst katta ise arabalara ve diğer motorlu araçlara ayrılmış bir bölüm yer alıyor. Burada Türk üretimi plastik arabalarla, çeşitli ülkelerde üretilmiş motosikletler ilk dikkat çeken oyuncaklar oluyor. Özellikle motosikletler oyuncaktan ziyade maketi anımsatıyor.

Köşkün koridorlarında ilerlerken siyah peluş bir ayı gözümüze çarpıyor. Aslında görüntü olarak bu siyah ayıcık her hangi bir oyuncakçı dükkanında görebileceğimiz bir oyuncağa benziyor. Ancak farklı bir anlamı var. Bu siyah ayıcık 1912 yılında meydana gelen Titanic kazası sonrası ölen kişilerin anısına tam 1912 adet üretilmiş. Bu da üretilenlerden bir tanesi.
Köşkün başka bir odasında ise kolu kırık oyuncak bir bebeğe rastlıyoruz. Bu bebeğin de özel bir anlamı varmış. 1944 yılında Kastamonu’da meydana gelen depremde küçük bir kız çocuğu enkaz altında kalmış. Uzun bir süre sonra ise kurtarılmış. Kurtarıldığında yanında kolu kırık oyuncak bebeği varmış. Kız tedavi olurken bebeğin de kolunu bantla sararak tedavi etmişler J O kız yıllar sonra - emekli öğretmen olduktan sonra - bu müzenin kurulduğunu öğrenmiş ve bebeğini müzeye hediye etmiş.
Müzede dikkatimi çeken detayları yukarıda paylaşmak istedim ancak hepsi bundan ibaret değil. Onları da artık bir daha ki yazıma paylaşmayı düşünüyorum. Yalnız şunu söyleyebilirim bu müze çocuklardan çok büyüklere hitap ediyor. Tabi ki çocuklar da gezebilir ancak bir çok oyuncak anlam yüklü olduğu için büyüklere biraz daha fazla hitap ediyor diye düşünüyorum.

17 yorum:

  1. Guzel yorumunuz icin cok tesekkur ederim. Blogunuzu ve bu postunuzu cok begendim. Oyuncak muzesine daha once gitmemistim. En kisa zamanda gidip gormeyi planliyorum. Sizi takibe aliyorum bana da bekliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler, ben de sizin blogunuzu ziyaret ettim :)

      Sil
  2. tam benlik bi yer oyuncaklara bayılırım.

    YanıtlaSil
  3. çok güzel olmuş yazınız. Gitmeyi düşündüm ama oradaymışım hissinide yaşattınız bana. İkinci yazıyı bekliyorum :)
    http://seleninevcilikhayati.blogspot.com/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler.Kısa zamanda yazmaya çalışcam ikinci yazıyı:)

      Sil
  4. Dört yıl kadar önce kızımı götürmüştüm, alt kattaki odalardan birinde manken bir terzi vardı, çok korkmuştu kızım ondan, sonrasında biraz zor oldu onunla gezmek, belki ilkokul çocuğu seviyesi ve anne-babaları için daha uygun bir müze burası :) Anaokulu çocukları için erken gibi sanki...
    Teşekkürler, sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet anaokulu için hatta ilkokul için bile biraz erken.

      Sil
  5. bazılarından benimde vardı taa m.ö. :)

    YanıtlaSil
  6. Gitmek isteyip de henüz gidemediğim yerlerden biridir Sunay Akın'ın oyuncak müzesi.
    Umarım bir gün bana da gitmek nasip olur.
    Titanic ve Kastamonu ile ilgili oyuncaklar gerçekten manidar.
    Güzel bir yazı olmuş, sağ olun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah kısa zamanda gitme şansınınız olur :) Beğeniniz için teşekkürler :)

      Sil
  7. Dediğiniz gibi her ne kadar Oyuncak Müzesi olsa da biz büyükleri nerelere götürüyor Gamze.
    İlk açıldığı sene gitmiştik eşimle ve o zamandan bu yana bir sürü yeni oyuncak eklenmiş. Özellikle ben bahçesinde ki zürafayı ve Nasreddin Hocayı merak ediyorum. O zaman yoktu bunlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah en kısa zamanda yeniden gidersiniz.Hatta ilerde kızınızla gidersiniz Gülşahcım :)

      Sil
  8. Bende çok gitmek istiyorum Oyuncak Müzesine... Bir çok kez duydum ama bir türlü nasip olmadı. Çok daha farklı anılar vardır eminim, birçok ülkeden ayrı ayrı getirilmiş oyuncaklar var burada... Çok güzel olmuş sizin için, Sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet farklı anlara ve anılara ait oyuncaklar da var.Onları inşaallah bir sonraki yazımda paylaşacam.İlginiz için teşekkür ederim.

      Sil