Hafta sonu yine en sevdiğim yerlerden
birinde Kapalıçarşı’daydım. Devasa labirentin sokaklarında gezdim, incik boncuklara
dokundum, ufak tefek alışverişler yaptım.
Peştamaller, havlular ve diğer banyo
setleri…
Fincanlar…
Bir kaç dükkanda bu rengarenk ayakkabı
ve çizmelere rastladım. Sanırım bu ürünler turistler arasında revaçta.
Biraz acıkınca molamı Havuzlu
Restoran’da verdim. Buranın tanıtımını geçenlerde tv’de görmüştüm şimdi de
bizzat deneyimlemiş oldum.
Restoran, adını kapısının önündeki
havuzdan alıyor. Kapalıçarşının keşmekeşinden uzak, şırıl şırıl akan havuz sesi
ile burada bişeyler yemek mümkün.
Ben köfte tercih ettim. Fiyatlar da
uygundu.
Ayrıca restoranın üst katında bir
kahve salonu bulunuyor. Şatafatlı kahve salonundan bir fotoğraf aşağıda yer
almakta.
Üst kata çıkarken rengarenk
sıralanmış turşu kavanozlarını da fotoğraflamadan geçemedim.
Kapalıçarşı sonrası yavaş yavaş
Eminönü’ne doğru yürüdüm. Mahmutpaşa, Mısır Çarşısı, Tahtakale derken tarihi
yarımadada günümü tamamlamış oldum.
beni de al bir gün buraları gezerken gamze, kayboluyorum ben çünkü tek başıma
YanıtlaSil:) Hakkaten bir gün beraber gezelim...
SilGeçmişin izlerini ,kokusunu taşıyan her şey nasıl da güzel.Kapalıçarşı gözümde burnumda tütüyor.
YanıtlaSilDi mi?Ben de çok seviyorum bu tarz yerleri...
Silkapalı çarşı benimde İstanbul ziyaretinde sık sık ziyaret ettiğim yerlerden..
YanıtlaSilrengarenk insan cümbüşü ve ürünler değil mi..
sevgiyle,
Çok güzel yerler :)
YanıtlaSilhımmm havuzlu restorana bakayım. köfte çok severim. balattaki arnavut küftecisi aklında olsun süfeer :)
YanıtlaSilBalat turunda o köfteciye uğramak istemiştik ama vaktimiz olmamıştı. Bi daha gidersem aklımda :)
SilBayıldım o desenli çizmelere :)
YanıtlaSil