25 Şubat 2014 Salı

Ey Süleyman Seni Geçtim

Nice savaşlara, afetlere meydan okumuş, kızıl çehresi ile asırlardır dimdik ayakta.

Sultanahmet’te her gün binlerce kişinin ziyaret ettiği, muhteşem mimarisi ile dikkat çeken Ayasofya Kilisesi’nden bahsediyorum. Pazar günü elimde fotoğraf makinem, başımda berem, boynumda atkım Sultanahmet yoluna düştüm. İlk durağım daha evvel defalarca kez ziyaret ettiğim Ayasofya Müzesi oldu.
Ayasofya Kilisesi tam 3 kez inşa edilmiş bir kilise. 2.inşasından sonra “Nika İsyanı” olarak bilinen büyük halk ayaklanması ile yıkılmış. Daha sonra dönemin imparatoru Justinianos, çok büyük, görkemli bir kilise yapımı emrini vermiş ve ünlü mimarların projesi sonucu 5 yıl gibi kısa bir sürede mimarlık harikası günümüz Ayasofya’sı ortaya çıkmış. Justinianos kilisenin açılışını Kudüs’teki Hz.Süleyman mabedeni kastederek “Ey Süleyman Seni Geçtim” diyerek yapmış.
1453 yılına kadar kilise olarak hizmet veren yapı 1453 İstanbul’un fethi ile beraber camiye çevrilmiş ve minareler, müezzin mahvili, hünkar mahvili, mihrap, minber..vb kısımlar eklenmiş.
Ayasofya kubbe ihtişamı ve geçişleri ile mimarlık tarihinde bir ilk. Kapıdan girdiğimiz zaman mekana geçebilmek için iki koridordan geçiyoruz. (dış narteks ve iç narteks).İç koridorun tavanı mozaiklerle bezenmiş durumda.
Kilisenin ana salonuna açılan tam 9 kapı var. Ancak bu kapılardan en önemlisi  “İmparator Kapısı” olarak bilinen sadece imparatorun geçiş yaptığı kapı. Sütun başlıklarında ise Justinianos ve eşi Theodora’nın baş harflari yer alıyor. Justinianos eşine sonsuz bir sevgi ile bağlıymış. Onların aşkı tarihteki Kanuni Sultan Süleyman ve Haseki Hürrem Sultan aşkına benzetiliyor. (Bu bende merak konusu uyandırdı eğer bir kitap bulursam alıp okumak istiyorum).

Ana mekana geçince (güney nef) ilk önce 1.Mahmut Kütüphanesini görüyoruz. Burası Osmanlı döneminde eklenen bir bölüm. Aynı zamanda Osmanlı sultanının namazdan evvel Kuran okuduğu yer. Şu an tadilatta olduğu için içeri giriş yasak.
Mekanda ayrıca 2 tane mermer küp bulunmakta. Bu küpler Bergama antik şehrinden getirilmiş.
Ana mekanın tam ortasında ise “Omphalion” yer alıyor. Omphalion, Doğru Roma imparatorlarının taç giydikleri yer. Aynı zamanda Bizanslılar tarafından dünyanın merkezi olarak kabul ediliyor.
Omphalion’un hemen arkasında Osmanlı döneminde eklenen müezzin mahfili ve minber bulunuyor.
Tam ortada ise Apsis (kiliselerde yarım daire şeklinde kavisli yapı) var. Burası, Osmanlı döneminde apsisin yönü değiştirilerek mihrap haline getirilmiş. Mihrabın iki tarafında Kanuni Sultan Süleyman’ın Budin’in fethi sırasında getirdiği şamdanlar bulunmakta.
Kilise duvarlarında  yer alan Cebrail ve Mikail meleklerini simgeleyen mozaikler Bizans’tan günümüze kadar gelmiş.
Ayrıca Allah ve  Hz.Muhammed yazıları ile  4 Halife, Hz.Hasan ve Hz.Hüseyin’in isimlerini taşıyan hat sanatı ile yazılmış kitabelerde duvarlarda yer alan önemli unsurlar  arasında.
Kilisenin arka tarafında ise Terleyen Sütun bir diğer adı ile Dilek Sütunu bulunuyor. Bu sütunla ilgili çeşitli rivayetler var. İmparator Justinianos baş ağrısı ile dolaşırken kiliseye geliyor ve başını bu sütuna yaslıyor. Akabinde baş ağrısı geçiyor. Bunun üzerine sütun halk arasında şifalı kabul ediliyor. Sütundaki ıslaklık ayrıca Hz.Meryem’in gözyaşlarına da yoruluyor. Sütun hakkındaki bir diğer rivayet ise şu şekilde: Fatih Sultan Mehmet ve hocası Akşemsettin Efendi burada ilk namazlarını kılacakları esnada kilisenin kabeye dönük olmadıklarını farketmişler. Bu esnada Hızır Aleyhisselam gelmiş ve bu sütundan güç olarak kiliseyi kabeye çevirmeye başlamış fakat halktan birisinin görmesi üzerine kaybolumuş. Şu an insanlar baş parmağını sütundaki bir oyuğa sokup dilek tuttuktan sonra 360 derece çeviriyorlar ve bu şekilde dileklerinin gerçekleşeceklerine inanıyorlar.
Devam edecek... J

11 yorum:

  1. hem fotolar çok güzel hemde anlatım. paylaşımın için tşkler. eline sağlık...

    YanıtlaSil
  2. Hoş kareler ve hoş bir anlatım.
    İstanbul..
    Gezmekle anlatmakla bitmeyen şehir...
    Devamını bekliyoruz:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim yorumunuz için.Devamı en kısa zamanda gelecek :)

      Sil
  3. Bayıldım çok beğendim, sevgiler canım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel beğenmenize çok sevindim.Ben de sevgilerimi yolluyorum size :)

      Sil
  4. ne güzel anlatmışsın hiç sıkılmadan okudum :) sevgiler
    duygusworkshop.blogspot.com.tr

    YanıtlaSil
  5. Restorasyondan önce görmüştüm Ayasofya'yı, çok iyi geldi emeğinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  6. Tamamlamanı bekledim. Bu tarz postlar toplu okununca çok daha keyifli oluyor.
    Çok güzel anlatmışsın. Fotoğraflar çok güzel.
    Ayasofya ya git ek nasip olmadı ama çok istiyorum...
    Şimdi diğerlerini de okuyalım...

    YanıtlaSil